İçerisinde kısmi diferansiyel denklemleri olan dünyadaki tek yemek kitabına sahibiz. | TED | نحن نمتلك كتاب الطبخ الوحيد في العالم الذي يحتوي على معادله اشتقاقيه داخله |
Bana üçlü saltoyu öğretebilecek dünyadaki tek adam sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في العالم الذي يُمكنه تعليمي الدورة الثلاثية |
Ve seni iki sayı için geçebilecek dünyadaki tek insan benim. | Open Subtitles | وأنا الشخص الوحيد في العالم الذي يمكنه أن يتجاوزك بنقطتين |
Çünkü dünyada aşkın sahtekar olduğunu bilen... | Open Subtitles | لأنّ هذا هو المكان الوحيد في العالم الذي يعرف... |
'Çünkü dünyada aşkın sahtekar olduğunu bilen...' '...tek yer burası...' | Open Subtitles | لأنّ هذا هو المكان الوحيد في العالم الذي يعرف... أنّ الحبّ أعوج |
Şu anda ailene yardım eden dünyadaki tek kişiyim. | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد في العالم الذي يساعد أسرتك في الوقت الحالي |
Bu tür ilaçların reklamının tüketicilere doğrudan yapılmasına izin veren dünyadaki tek ülkeyiz. | Open Subtitles | نحن البلد الوحيد في العالم الذي يسمح بالعقاقير من هذا النوع أن يتم الإعلان عنها مباشرة للمستهلك |
Çünkü, dünyadaki tek insan sen oluyorsun | Open Subtitles | لأنكي أنتي هو الشخص الوحيد في العالم الذي يمكن أن تكوني نفسك |
Bu dünyadaki tek yer, o hissetti, ona herhangi bir mantıklı gibi, var. | Open Subtitles | يبدو أن المكان الوحيد في العالم الذي شعر أنه منطقياً بالنسبة له |
Bu karton tüp gibi kağıtlardan binalar yapan... ...dünyadaki tek mimarım... ...ve bu sergi, kağıt tüpleri kullanarak... ...düzenlediğim ilk sergi. | TED | أنا المهندس المعماري الوحيد في العالم الذي يبني المباني بواسطة الورق مثل هذه الأنابيب من الورق المقوى وهذا هو أول معرض قمت به باستخدام أنابيب الورق المقوى |
Bazen dünyadaki tek mücadele eden, hayal kırıklığına uğrayan... hayatından mutlu olmayan ve zar zor yaşayan... tek insan olduğunuzu düşünmeniz mümkündür. | Open Subtitles | " احياناً من السهل عليك ان تشعر " " وكأنك الوحيد في العالم .. الذي يكافح " |
Bana, anlatması gerekenleri anlayabilecek ...dünyadaki tek insanın ben olduğumu yazmıştı. | Open Subtitles | ...لقد قال انني الشخص الوحيد في العالم الذي يستطيع فهم ما يقول... |
O zamanlar, Fransa rakiplerini yenen dünyadaki tek takımdı. | Open Subtitles | -في ذلك الوقت فرنسا كانت الفريق الوحيد في العالم الذي ألحق الهزيمة بكل منافسيه |
Andy, bana içki üstüne içki ve kadın üstüne kadın bulan dünyadaki tek adamdır. | Open Subtitles | (أندي) الرجل الوحيد في العالم الذي يمكن أن يجاريني شراب لشراب وإمرأه لإمرأة |
Paul Wilkerman'ın servet mirasıyla ilgili düşüncelerinden dolayı vesayeti değişse de değişmese de bu konuda kontrolü olan dünyadaki tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في العالم الذي تحكم في أمر تغير وصية (بول) من عدمه ليعكس أفكاره الجديدة حول الثروة الموروثة |