Tek gerçek dostum muhteşem bir Afrika filiydi. | Open Subtitles | صديقي الحقيقي الوحيد كَانَ فيل أفريقيِ رائعِ. |
Tek çarem bir hırsız... ve yalancı olmaktı. | Open Subtitles | إنّ الأمر هو أننى ولدتُ فقيراً إختياري الوحيد كَانَ أَنْ اصبح لصاً وكذاباً |
Biz saldırdığımızda, Tek endişesi kaçmaktı, böylece görevini tamamlayabilecekti. | Open Subtitles | عندما هاجمنَا، قلقه الوحيد كَانَ الهرب لكي ينهى مهمته |
Doğumundaki Tek kusur zengin doğması, ve o halen göğüslerini, burnunu ve dudaklarını yaptırtıyor. | Open Subtitles | عيبها الولادي الوحيد كَانَ غنيَ ولدَ، وهي ما زالَتْ كَانَ عِنْدَها ثديها، أنف، وشفاه عَملتْ. |
Buralardaki Tek vahşi hayvan onu buraya atan kişidir. | Open Subtitles | الحيوان البري الوحيد كَانَ الواحد الذي تَركَها هنا. |
Senin Tek seçeneğin de, uydurma deliller yaratıp, bunları bana inceletmek miydi? | Open Subtitles | وخياركَ الوحيد كَانَ للتَلفيق دليل ويَجْعلُني أُعالجُه؟ |
Senin tecrübenin iki ya da üç katı deneyim ve kıdemi olan üç savcı yardımcısı, ...Tek farkları derilerinin rengiydi. | Open Subtitles | 3 مساعدين للنائب العام يملكون ضعف خبرتك وأقدميتك و أكثر والفرق الوحيد كَانَ لونَ بَشَرتنا |
Sonunda Tek inancım... bunu yapamayacağımı söyleyen sezgim oldu. | Open Subtitles | الإيمان الوحيد كَانَ عِنْدي في نِهَايَة اليَوْمِ... كَانَ شعوراً وترِي بأنّني لا أَستطيعُ أَنْ أعْمَلُ هو. |
Tek tesellim annemdi. | Open Subtitles | عزائي الوحيد كَانَ أمَّي. |
Tek değişiklik buydu. | Open Subtitles | التغيير الوحيد كَانَ هذا. |
Tek ekip arkadaşım, yazar, yapımcı ve kadın avcısı Eddie Alden 'dı. | Open Subtitles | زميلي الوحيد كَانَ كاتباً ، منتج (وزيرنساء،(إدي ألدن. |