Evet, Barbados'da da öpüştük ama bunu planlamadık. Bunun olmasının tek sebebi seni Charlie'yi öperken görmem. | Open Subtitles | حسناً، قبّلنا بعضنا أيضا في باربيدوس، لكنّنا لم نخطط له والسبب الوحيد لحدوث ذلك لأني رأيتك تقبّل تشارلي |
Bunun olmasının tek sebebi öksürük şurubundan biraz delirmem ve ateşler içinde yandığımdan hayal görmem ki ateşim de şu an 38,5. | Open Subtitles | السبب الوحيد لحدوث هذا لأنني كنت شبه مجنونة من مشروب السعال ومشوشة لأن لدي حمّى عالية بشكل مجنون |
Bu şeyin gerçekleşmiş olmasının tek yolu bu. | Open Subtitles | إنّه السبيل الوحيد لحدوث ما حدث. |
Bunların olmasının tek nedeni beni hala seviyor olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لحدوث أي من هذا... هو أنه لا يزال يحبني. |