Sanırım bunun tek çözümü, birbirimizi dinlemek için daha çok zaman ayırmak. | Open Subtitles | أعتقد الحلّ الوحيد لذلك هو أن نقضي وقتاً طويل للإستماع لبعضهم البعض. |
Sanırım bunun tek çözümü, birbirimizi dinlemek için daha çok zaman ayırmak. | Open Subtitles | أعتقد الحلّ الوحيد لذلك هو أن نقضي وقتاً طويل للإستماع لبعضهم البعض. |
Babam insanlarımızın dine inanmasının tek nedeninin dayak olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أبي قال بأن السبب الوحيد لذلك لأننا جبرنا على ذلك |
Evlenince bizimle beraber kalmalarını isterdim, ama o da evin tek erkek çocuğu olduğu için öyle bir şey olamaz. | Open Subtitles | كنت آمل أن يعتمد الابن في القانون لكن خطيبها هو أيضا الابن الوحيد لذلك فهو لن يعمل |
Bunu yapabilmemin tek yolu ipe tırmanmaktı. | Open Subtitles | عرفت أن المخرج الوحيد لذلك بتسلق الحبل لأعلى |
Onu öldürmememin tek sebebi ahbap, üzerimde elbisemin olamamasıdır. | Open Subtitles | دعني اقول لك شيئا مآ والسبب الوحيد لذلك القتل يا ابن عاهرة هو أنني لا لم يكن على الملابس |
Hospira borsada işlem gören bir şirket, Sayın Hâkim ve ülkedeki tek sodyum tiopental üreticisi. | Open Subtitles | هوسبيريا هي الشركة المتداول عبرها والمصنع الوحيد لذلك المخدر في البلاد والطلبات لديهم متراكمة |
tek açıklama, Belousov'un deneyinde hata yapmış olduğuydu, dolayısıyla çalışma açıkça "yayınlamaya uygun" değildi. | Open Subtitles | التفسير الوحيد لذلك أن بوريس قد أرتكب خطأ ما فى أثناء عمله وان اكتشافه ببساطة كان غير لائق للنشر |
Anlamadığım tek şey, neden torba benim arabamda durmak zorunda? | Open Subtitles | لم افهم لما تريد وضعه في سيارتي ا هذا الشيء الوحيد لذلك |
Gelmenin tek sebebi de sana para bırakıldığını sanman. | Open Subtitles | والسبب الوحيد لذلك انك اعتقدت أنه هناك نقود من أجلك |
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama tek açıklaması bu. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة بكيفية حدوث ذلك لكنهُ التفسير الوحيد لذلك |
Peki, gemiyi kullanabilen tek adamın seni öldürmek istemisini göze alırsak gemiyi kim kullanacak? | Open Subtitles | عظيم، لكنْ مَنْ سيقودها طالما أنّ المؤهّل الوحيد لذلك يريد قتلك؟ |
Bunu yapmanın tek yolu da Yedi Harika testinden geçiyor. | Open Subtitles | والسبيل الوحيد لذلك هو اختبار العجائب السبع |
tek çare dağdan bir an önce inmektir. | Open Subtitles | العلاج الوحيد لذلك هو النزول من الجبل بسرعة. |
Bu zamana kadar tek istediğim eve dönmek ve herkesin adımı bilmesiydi, şimdi biliyorlar çünkü, | Open Subtitles | كل ما أدرته هو أن أعود للمنزل و الجميع يعلم ما أسمي و الآن هم يعلمون و السبب الوحيد لذلك |
Filmin iyi olan tek yeri... | Open Subtitles | الطريق الوحيد لذلك فلمِ ان يكون مُحْتَرمَ... |
tek yolu da basın konvoyuyla gitmek. | Open Subtitles | و الطريق الوحيد لذلك هو موكب الصحافة |
Olası tek açıklama bu, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا هو التفسير الوحيد لذلك أليس كذلك؟ |
Evet, sanırım bunun tek açıklaması sihir olabilirdi. | Open Subtitles | صحيح.. أعتقدأنالسحر... هو التفسير الوحيد لذلك ... |
tek seçenek, ceset yakılma merasiminde şeref konuğu olmaktır. | Open Subtitles | البديل الوحيد لذلك هو أن تكوني ضيفة شرف في أغنية "محرقة الجثث" |