Bir kaç evrak işini halledip, yarın biraz koşu yaparım diye düşündüm. | Open Subtitles | أردت أن أنهي بعضاً من الأعمال الورقيّة . لكي أعود للعمل غداً |
Onlar da tüm evrak işlerini baştan yapmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لذا سيضطرّون لبدء المعاملات الورقيّة من جديد |
Sorun değil. Hazırlanma bölümünde evrak işlerini konuşabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم مناقشة المعاملات الورقيّة بقسم التحضير |
O halde size o kağıt parçasını alıp kırışmış götünüze yanlamasına sokmanızı öneririm. | Open Subtitles | إذن فإني أقترحُ عليكَ أن تأخذ تلك القطعة الورقيّة وتحشرها في مؤخرتكَ المتجعدة |
Dergi mi? - Hayır. kağıt çok ağır. | Open Subtitles | كلاّ، الخامة الورقيّة ثقيلة جداً، ونظراً لعدم وجود شيءٍ مطبوع في الخلف، |
Tatilden sonra ayrılman için gereken belgeleri hazırlamaya başlıyorum. | Open Subtitles | .إذن فسنبدأ المراجعة الورقيّة لمغادرتكِ بعد العيد |
En azından evrak işlerine el atar. | Open Subtitles | على الأقلّ ليخفّض المعاملات الورقيّة قليلًا |
evrak işlerinin size bir yardımı olmaz. | Open Subtitles | حسناً، لا أستطيع مُساعدتك مع الأعمال الورقيّة. |
En azından evrak işlerine el atar. | Open Subtitles | على الأقلّ ليخفّض المعاملات الورقيّة قليلًا |
Tüm evrak işlerini çekinmeden Niki'ye gönderebilirsin. | Open Subtitles | لا تتوانى عن إرسال كلّ المعاملات الورقيّة إليها |
evrak islerinin size bir yardimi olmaz. | Open Subtitles | حسناً، لا أستطيع مُساعدتك مع الأعمال الورقيّة. |
Anlıyorum tatlım ama evrak işi, evrak işidir. | Open Subtitles | أفهم هذا يا عزيزتي لكن الأعمال الورقيّة لن تختلف بهذا |
Girip birkaç evrak dolduracağım, sonra da seni eve götüreceğim. | Open Subtitles | سأذهبُ للداخل، وأملئ التقارير الورقيّة. وبعدها سأعود لأوصلك للمنزل. |
Sıkıcı evrak işleri. İşte gitmem için bir ipucu. | Open Subtitles | الأعمال الورقيّة المُملّة، هذه إشارتي للمُغادرة. |
Sen kağıt işlerini halletmeye bak. | Open Subtitles | أتأكّد أنّ يتمّ الإنتهاء من الأعمال الورقيّة. |
Bürokrasi ve kağıt dosya işleriyle uğraşmıyorlar. | Open Subtitles | هم ليس عليهم أن يتعاملوا مع الكتابات الورقيّة و البيروقراطية. |
Ne zaman iyi bir şey yapsam bana ağrı ve kağıt kesiğiyle teşekkür ediyorsunuz. | Open Subtitles | كلّ مرّة أفعل شيئًا صالحًا هُنا، فالإدارة تشكرني بالإصابة بالنفق الرسغي والجروح الورقيّة. |
kağıt işleri bekleyebilir. | Open Subtitles | الأعمال الورقيّة يُمكن أن تنتظر. هذا لا يُمكنه الإنتظار. |
Bunun, iletişim için bir yol olabileceğini düşündüm, kağıt hamurunun ve öyle de oldu. | Open Subtitles | ورأيتُ في هذا مدخلاً ...للأعمالِ الورقيّة مثلاً وفعلاً |
- Aynı muhbir dün bu belgeleri bana ulaştırdı. | Open Subtitles | نفس المُخبر أعطاني هذه القصاصات الورقيّة الثلاثة البارحة. |
"Amerika'daki en ünlü Kağıttan kentlerden biri." | Open Subtitles | "أحد أشهر المدن الورقيّة في البلاد" |