Nihayet içeri döndüğünde elinde o yastık vardı. | Open Subtitles | و عندما عاد في النهايه كانت معه تلك الوساده |
yastık kılıfı ve nevresim takımı alırsan veriyorlardı | Open Subtitles | كان عليها عرض فى الواقع اذا اشتريت معها غطاء الوساده و الملاءه الاخرى |
Gece 1 gibi, Başımı yastığa koyuyorum ve şehrin sesini dinliyorum. | Open Subtitles | الساعه الواحد اضع راسي على الوساده واستمع الى اصوات المدينه |
Tahmin et kim Buddy'nin yanında yastığa kafasını koyup uyuya kaldı? | Open Subtitles | احزري من كان نائماً في الصندوق ورأسه على الوساده بجانب (بادي) |
Özel 4 noktalı emniyet kemeri monte edilmiş, ve hava Yastığı araçtan sökülmüş. | Open Subtitles | لقد كان هناك أربعه نقاط تسخير مثبته هنا و الوساده الهوائيه تم نزعها |
Sürücü tarafındaki hava Yastığı açılmamasına rağmen bu genç hanımın hava Yastığı gayet düzgün çalışmaktaymış. | Open Subtitles | على الرغم من أن الوساده الموجوده فى جانب السائق لم تفتح هذه السيده الصغيره |
Bu yastığın gerçek olamayacak kadar iyi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | انا اعرف تلك الوساده كانت مريحه لدرجة لايمكن تصديقها |
İşi biter bitmez kafası yastığın üzerinde olsun. Tamam mı? | Open Subtitles | تأكدي ان تبقي رأسها على الوساده مفهوم ؟ |
Eğer sigara içmeye başlarsanız sakın yastıkta yüz üstü içmeyin. | Open Subtitles | إن كنت ستدخن لا تدخن ووجهك إلى الأسفل باتجاه الوساده |
Yani, annen koç ile randevulaşınca sonra yatakta yastık muhabeti yapabilirler. | Open Subtitles | إذن فأمك تواعد مدربك لابد وأن يؤدي إلى بعض أحاديث الوساده الشيقه |
Seni sabun parçalarıyla doldurulmuş yastık kılıfıyla öldüresiye döveceğim. | Open Subtitles | سوف أخذ غطاء الوساده وأملئها بقطعٍ من الصابونات... وسوف أضع رأسك بداخلها حتى تنقطع انفاسك. |
Altın yastık ödülü Lulu'ya. | Open Subtitles | لولو , تحصل على الوساده الذهبية |
Aynı yastığa kafamı iki kez koymam. | Open Subtitles | لا اضع رأسي على نفس الوساده مرتين |
Akşam başımızı yastığa koyana dek... | Open Subtitles | ... حتى نضع رأسنا على الوساده في المساء |
Travers başını yastığa koyduğu anda uyudu. | Open Subtitles | نام (ترافرس) عندما وضع رأسه على الوساده مباشرةً |
Yastığı torbaya koyacağım, ama tüm tüyleri toplamam gerekir mi? | Open Subtitles | سأقوم بحزم الوساده ولكن هل علىّ جمع الريش بأكمله؟ |
Yastığı al ve yüzüme yasla. | Open Subtitles | خذ الوساده وضعها على وجهي |
- Hizmetçi yastığın üzerine koyuyor. - Hayır, hayır. Altın. | Open Subtitles | الخادمة وضعته على الوساده - لا لا لا, انه ذهب - |
O yastığın değeri 300 dolar. | Open Subtitles | ثمن تلك الوساده 300 دولار |
Yüzün yastıkta ve saçların da dağınıkken | Open Subtitles | وجهك على الوساده وشعرك منتشر في انحاءها |