Ya burada kalır, her şeyin Güvenli olduğundan emin oluruz ya da yolun üstünde gölün yakınında bir balıkçı kulübesi var. | Open Subtitles | نحنُ يمكن أن نبقى هنّا، و التأكد بأن الوضع آمن. أو أن نذهب الي سقيفة لصيد السمك على الطريق، بجانب البحيرة. |
Sonra, yani Güvenli olduğunu düşündüğümüz bir zamanda, seni de yanıma alırım. | Open Subtitles | ثم ، عندما نتأكد من ان الوضع آمن سوف أرسل لك |
Yapma! Onu almamızın Güvenli olduğundan emin olursak o zaman söylersin, ama daha önce olmaz. | Open Subtitles | أخبرها عندما نقرر أن الوضع آمن لكن ليس قبل هذا |
Kapıyı kilitleyin ve "Tehlike geçti" diyene kadar burada kalın. | Open Subtitles | أقفلا الباب وابقوا مكانكم إلى أن أصرح أن الوضع آمن |
Yavaş yavaş yere yat. temiz! | Open Subtitles | انبطح على تلك الأرض اللعينة ببطئ وبشكل جيد ان الوضع آمن |
Katiyetle işaretimi bekleyeceksiniz... Valinin güvende olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | إنتظروا إشارة مني تبين لكم أن الوضع آمن لإنقاذه |
Zemin tüm whitelighters biz Güvenli olduğundan emin olana kadar ... iyi, hepimiz belki gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أننا كلنا نعتقد أنه ربما يجب علينا نبقي كل المرشدين البيض حتى نتأكد من أن الوضع آمن |
Kapının önüne bir devriye arabası koymanız ve ben Güvenli olduğunu söyleyinceye kadar da burada beklemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | وأريدك أن تبقى هنا بالمنزل حتّى أخبرك بأنّ الوضع آمن |
- Derhal otobüsün içine girin. - Güvenli midir? | Open Subtitles | ..ادخلوا للحافلة فورًا هل الوضع آمن بالداخل؟ |
Irak'ın eskisinden daha Güvenli olduğunu, CRT'nin bütün çalışanlarını koruyacağını söylediğiniz gibi mi? | Open Subtitles | و أن الوضع آمن هنا هل تقصد إن كنت على علم بهذا؟ |
GÜVENLİ Mİ KONTROL EDEYİM. | Open Subtitles | يا رفاق , فقط أنتظروا هنا. سأذهب للخارج وأتأكد أن الوضع آمن. |
Çünkü her an biri bu kapıdan gelecek ve bize Güvenli olduğunu söyleyecek. | Open Subtitles | لأنّ في أيّ لحظة سيدخل شخص من ذلك الباب ويقول لنا أنّ الوضع آمن. |
Madem suyun yanı daha Güvenli, o hâlde su kenarında bir yere gidelim. | Open Subtitles | لو أنّ الوضع آمن بجانب المياه، لنذهب إذن لمكان ما بجانب المياه. |
Uçurumdan atlamanın Güvenli olduğu anlamına geliyor olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ ذلك يعني أنّ الوضع آمن لكِ للقفز من ذلك الجُرف. |
Yani kordonun içinin Güvenli olduğunu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّ الوضع آمن داخل الحاجز الوقائيّ؟ |
Oraların Güvenli olduğunu düşündüğüm an gelip göreceğim seni. | Open Subtitles | وسآتي لرؤيتك بأقرب ما أعتقد أن الوضع آمن |
Merkez'e söylerim, Güvenli olduğunu düşündükleri bir zamanda ararlar. | Open Subtitles | سوف اجعل المركز يتصلون بهم عندما يرون ان الوضع آمن |
Gitti. Tehlike geçti! | Open Subtitles | لقد ذهب، الوضع آمن. |
Ben, Hagstrom. Tehlike geçti. | Open Subtitles | أنا (هاغستروم) الوضع آمن |
Bana bir iyilik yapıp koridoru kontrol eder... ve yolun temiz olup olmadığına bakar mısın? | Open Subtitles | .... هلا تقدمين لي خدمة , و تراقبين المدخل لي للتأكد من ان الوضع آمن ؟ |
İniş bölgesi temiz. | Open Subtitles | على اليمين . الوضع آمن في منطقة الهبوط. |
- Ortalığın güvende olduğunu düşünene dek iki saat bekledik. | Open Subtitles | انت تعرفين هذا لقد انتظرنا لساعتان الى ان اعتقدنا ان الوضع آمن |