Şimdi sekizinci Saat, banyo zamanı! | TED | الوقت الآن هو الساعة الثامنة، فقد حان وقت الذهاب للحمامات. |
Bir ekmeğe muhtaç olmadım. Saat kaç oldu? | Open Subtitles | إنها معجزة أننى لم أشرك الخبز ، ما هو الوقت الآن ؟ |
Beni iki Saat içinde arayın. | Open Subtitles | حسنًا. اتصل بي بعد ساعتين او اقل فلقد مضى الوقت الآن |
Saatin kaç olduğunu bilseydim, televizyonda ne olduğunu da bilirdim. | Open Subtitles | حسناً ، لو علمت ما هو الوقت الآن سوف اعلم ماذا يبثون على التلفاز |
şu anda ortaya çıkan her şeyi vermenin zamanı değil. | Open Subtitles | الوقت الآن غير مناسب بعد أن حصل كل ما حصل |
Saat kaç. Saatin geceyarısını gösteriyor. | Open Subtitles | حزر ما الوقت الآن تقول ساعتك أنه منتصف الليل |
Tamam, Saat şu anda karşı bir tür vardır. | Open Subtitles | حسناً يا جماعة ، نحن ينفذ منا الوقت الآن |
Eğer şu anda Saat 3 ise, bu; 1776 yılında Saatin 2 olduğunu gösterir. | Open Subtitles | إذا كان الوقت الآن الثالة مساءا , في سنة 1776 ربما كان الوقت الآن الثانية مساءا |
Saat, Saatin var mı? Saat kaç biliyor musun? | Open Subtitles | لا عليكِ لا يوجد مشكلة هل تعرفين ما الوقت الآن ؟ |
Zaman kavramın olmadığını biliyorum ama Saat kaç, bir fikrin var mı? | Open Subtitles | أعلم أنه ليس لديكِ مفهوم للوقت لكن هل لديكِ أى فكرة عن كم الوقت الآن ؟ |
Saat daha kaç ya, gecenin 3'ü falan mı? | Open Subtitles | ما الوقت الآن أظنها الثالثة صباحاً؟ ماذا تريد؟ |
Almanya'da Saat kaçmış... | Open Subtitles | أريدك أن تعرف .. كم الوقت الآن في ألمانيا |
Saatin kaç olduğunu bilseydim, televizyonda ne olduğunu da bilirdim. | Open Subtitles | حسناً ، لو علمت ما هو الوقت الآن سوف اعلم ماذا يبثون على التلفاز |
Madam, Saatin kaç olduğunu bilmiyorum, zaten umurumda da değil. | Open Subtitles | بصراحة ، سيّدتي ، ليس لديّ أدني فكرة عن الوقت الآن ، ولا أهتم أيضاً |
Sizinle daha fazla konuşmak isterdim, fakat şu anda zamanım yok. | Open Subtitles | اريد ان اتحدث اليك اكثر ولكن ليس لدي الوقت الآن. |
Ve artık, çok geç kalınmış olsa da zaman, cesaretimizi toplayıp o cevapları duyma ve ona göre hareket etme zamanı. | TED | وقد حان الوقت الآن — في الحقيقة، طال الإنتظار لنجمع شجاعتنا لسماع تلك الإجابات والتصرف بناء عليها. |
Gerçekten takdir ettim ama şu an hiç vaktim yok. | Open Subtitles | وأنا أقدر ذلك حقا , ولكن ليس لدي الوقت الآن. |
Yani sen ve Summer bir süredir arkadaşsınız değil mi? | Open Subtitles | يعني أنت والصيف أصدقاء لبعض الوقت الآن ، أليس كذلك؟ |
Saatten haberiniz var mı? | Open Subtitles | أتعلم كم الوقت الآن ؟ |
- Ne kadar vaktimiz var? | Open Subtitles | كم نملك من الوقت الآن ؟ |
Zaman şimdi ve yer için de... | Open Subtitles | الوقت الآن وبالنسبة إلى المكان... |
artık bir medyum çağırmanın vakti gelmişti, istekli bir ruh, Binder'in özlediği ve sevdiği merhumlarıyla iletişime geçmesini sağlayabilirdi. | Open Subtitles | لتر وكان الوقت الآن ل جلب المتوسطة , روح على استعداد تسمح بيندر للتواصل مع الشعب الذي غاب وأحب. |