Senin için biraz para ayırabilecek bir pozisyondayım... tabi eğer sen de pozisyona girer ve bana biraz zaman ayırabilirsen. | Open Subtitles | أنا في وضع يمكنها من قضاء بعض المال عليك ... إذا كنت أحصل في موقف وقضاء بعض الوقت على لي. |
Bu oyun için biraz gecikmediniz mi, Teğmen? | Open Subtitles | اعضاءها قبل الشروع فى مناقشة التهمة لقد تأخر الوقت على ذلك |
- Bunun için artık çok geç dostum. | Open Subtitles | أطلق سراحه تأخر الوقت على فعل ذلك يا صديقي |
Bunun için artık çok geç, sence de öyle değilmi? | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على ذلك بعض الشيء. -ألا تعتقد ذلك؟ |
Tam olarak ne kadar süredir sen ve Lionel hayatımı araştırıyorsunuz? | Open Subtitles | بالضبط كم مضي من الوقت على تحقيقكم أنتي و ليونيل في حياتي |
Komşulardan biri kurbanın üvey oğlunun uzun zamandır birçok kez yaşlı adamdan para aldığını ama adamın bunu son dönemde kestiğini söyledi. | Open Subtitles | وفقاً لأحد الجيران، صهر الضحيّة إقترض أموالاً من العجوز لبعض الوقت على مرّ السنين، ولكن قطع عنه مُؤخراً. |
Deniz istihbaratı yeni yetmeler için çok vakit harcamıyor mu Komutan Slattery? | Open Subtitles | الاستخبارات البحرية لا تنفق الكثير من الوقت على الصبية الصغيرة. الكابتن سلاتري؟ |
Vakit olacak, öldürmek ve yaratmak için ve tabağındaki soruları alan ve yenilerini veren ellerin tüm işleri ve günleri için vakit. | Open Subtitles | "سيكون هناك وقت للقتل والولادة" "وفي الوقت على جميع يعمل وأيام" "ان رفع وإسقاط مسألة في طبقك" |
Anladım. Görev saatinizde donmuş organik gıda bakıyorsunuz. | Open Subtitles | بالطبع آنا ببساطة تجسست عليك متريثاً على المنتج العضوي وافترضت آن لديك الوقت على يديك |
Burada oturup sigara içmek için biraz geç değil mi? | Open Subtitles | ألم يتأخر الوقت على بقائك هنا لتدخين سيجارة؟ |
Sence bunun için biraz zaman harcamalı mıyım? | Open Subtitles | ألا تظنين انه هذا ما يجب أن نقضي المزيد من الوقت على هذا؟ |
Tayin formunu teslim etmek için biraz geç kalmadın mı sence? | Open Subtitles | تأخر الوقت على تغير ،إستمارة مهمتك الميدانية ألا تعتقدين ذلك؟ |
- Bunun için biraz geç artık. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على ذلك ماذا حدث لك؟ |
Vicdan azabı çekmek için biraz geç oldu, Bayan Başkan. | Open Subtitles | تأخر الوقت على الندم يا سيادة الرئيسة |
Evet, evet. Tüm bunlar için artık biraz geç. Zaman geldi. | Open Subtitles | تأخر الوقت على كل هذا الكرة في ملعبنا |
Birşeyleri değiştirmek için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على عمل التغييرات |
Hepimizin buradan çıkması için artık çok geç. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على أن نخرج جميعنا |
Sizinle karşılaşma ümidiyle bir süredir koruda dolaşıyordum. | Open Subtitles | كنت اتمشى في البستان منذ بعض الوقت على امل اللقاء بك . |
Onca zamandır beni hayali bir ilişki yüzünden cezalandırıyorsun. | Open Subtitles | كنت تعاقبني كلّ هذا الوقت على علاقة خيالية. |
Dikkat için çok geç. Savaş kaybedildi. Teslim olmalıyız. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت على الحرص لقد خسرنا الحرب ، يجب علينا الاٍستسلام |
Saçının nasıl göründüğü gibi aptalca şeyler için vakit harcamıyorsun. | Open Subtitles | لا تضيعين الوقت على أشياء سخيفة مثل... منظر شعرك. |
Anladım. Görev saatinizde donmuş organik gıda bakıyorsunuz. | Open Subtitles | بالطبع آنا ببساطة تجسست عليك متريثاً على المنتج العضوي وافترضت آن لديك الوقت على يديك |
İnternetten, hobilerimi bana karşı kullanmanın pasif-agresif yollarını aramaya harcadığın vakti İspanyolca ödevlerine harcasaydın keşke. | Open Subtitles | أتعلم , من المؤسف جداً أنك لا تقضي الكثير من الوقت على واجب المنزلي للغة الأسبانية مثلما تفعل مع الأنترنت |
Ama buna çok fazla kafa yordum ve vakit ayırdım o yüzden seni deşmeden önce bu anın tadını çıkarmak istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لكن فكرت كثيرا واستثمار الكثير من الوقت على ذلك، لذلك، وتذوق هذه اللحظة قبل فتح لك في نصف. |