Belki de haklısın. Belki de, aslımı öğrenmenin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | ربما أنت محقة، ربما حام الوقت لكي تتعرفي على حقيقتي |
Belki de haklısın. Belki de, aslımı öğrenmenin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | ربما أنت محقة، ربما حام الوقت لكي تتعرفي على حقيقتي |
Mülk sahibi ona kirayı yetiştirmesi için zaman vermedi ve onu arazisinden çıkardı. | Open Subtitles | و المالك لم يعطه الوقت لكي يقوم بالتسديد و قام بطرده من منزله |
Çünkü senin hayatında neyin önemli olduğunu anlamak için zamana ihtiyacın var. | Open Subtitles | ؟ لإننى اعتقد بانكِ تحتاجين إلى الوقت لكي تفكري ماهو المهم في حياتك |
Hepimiz için bilişsel özgürlük hakkında yenilik talep etme zamanı geldi. | TED | لقد حان الوقت لكي ندعو إلى ثورة في حرية الإدراك. |
Baba, annem diyor ki, işe gitmek için kalkma vaktin gelmiş. | Open Subtitles | أبي, أمي تقول حان الوقت لكي تستيقظ من أجل العمل. |
Sanırım benim gitme vaktim geldi. | Open Subtitles | حسناً,أعتقد أن هذا يعني أنه الوقت لكي أذهب |
Artık o profesör gence, biraz şans tanıma zamanı geldi. | Open Subtitles | لذا حان الوقت لكي تحصلي على المزيد من ذلك البروفيسور. |
Bir yetişkin gibi davranma zamanın geldi. Üzerini değişiyor gibi yapmayı bırak. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لكي تتصرفي بطريقة ناضجة و توقفي عن اللعب بملابسكِ |
Ama öyle. Bence kabul etmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | من المؤكد أنه كذلك,وأعتقد أنه حان الوقت لكي تتقبليه |
Sanırım kendim küçük bir kutuya girmeden önce onları ziyaret etsem iyi olacak. | Open Subtitles | حان الوقت لكي أبحث عنهم قبل أن أجد نفسي بصندوق |
Belki de bize ait olması gerekeni gerçek bir Kuşaklının alma vakti gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لكي يقوم بتلر حقيقي بآخذ ما ينبغي أن يكون ملكنا |
Sence konuşmamızın vakti gelmedi mi? | Open Subtitles | آلا تعتقد أنه حان الوقت لكي نتحدث فى هذا الأمر ؟ |
Şeytana meydan okumanın ve onu ait olduğu cehenneme göndermenin vakti gelmişti. | Open Subtitles | حان الوقت لكي أنظر إلي الشيطان في عينيه و إرسله إلي الجحيم إلي حيث ينتمي |
Dinle ortak, belki de artık gözlerimizi kapamanın vakti gelmiştir. | Open Subtitles | إستمعْ،يا شريكي، ربما قد حان الوقت لكي تنام، حسناً؟ |
Düşünmek için zaman istediğimi ve evet diyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | أنا أخبركم بما أخبرته أنني أحتاج الوقت لكي أهدأ وانني سأقول نعم |
Sen insanları tanımak için zaman harcamak ister misin? | Open Subtitles | ألا تظن أننا بحاجة الى الوقت لكي نعرف الناس ؟ أعني أن نعرفهم حقاً |
Herşeyi yoluna koymak için zaman... Nasıl biri olduğumu görebiliyormusun ? | Open Subtitles | أحتاج الوقت لكي اُرتب اموري الا يمكنك ِ أن تري كيف أبدو؟ |
Bak şimdi, hayatımın aşkı mısın yoksa patolojik bir yalancı mısın anlamam için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | اسمع, أنا أحتاج لبعض الوقت لكي أكتشف ما إذا كنت حبيبي مدى الحياة أو أنك كذاب |
Ona ne diyeceğimi bulmak için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج لبعض الوقت لكي . أعرف ماذا ساقول . أنت تعرف |
Evet, bu harika, ama şimdi herhangi bir gerçek zarar oluşmadan önce müdahale etme zamanı. | Open Subtitles | نعم, وهذا رائع, ولكن هذا الوقت لكي نتدخل قبل وقوع الضرر. |
Akşam yemeğine kalacak vaktin var mı? | Open Subtitles | لديك الوقت لكي تنتهز الفرصة في العشاء الليلة؟ |
Bu sabah duş alacak vaktim olmadı. Sen kafana ağda yaptın mı? | Open Subtitles | يا قطعة الشوكولاة ، لم يسعفني الوقت لكي أتحمم هذا الصباح ، هل وضعت الكريم على رأسك؟ |
Belki de artık birlikte nasıl çalışacağımız konusunda biraz daha istekli olmanın zamanı geldi. | TED | ربما حان الوقت لكي نصبح أكثر تعمدًا حول كيفية العمل بشكل جماعي. |
Evet, ellerini kirletme zamanın geldi. | Open Subtitles | نعم ،، لقد حان الوقت لكي تتسخ يداك يا صديقي |
Teddy, ne zaman devam etmek gerektiğini bildiğini söylüyorsun bu konudan devam etmenin zamanı şu an. | Open Subtitles | (تيدي) انت تقول انك تعرف متى الوقت لكي تمضي قدما هذا هو الوقت لتمضي قدما من هذا الموضوع |
Sanırım kendim küçük bir kutuya girmeden önce onları ziyaret etsem iyi olacak. | Open Subtitles | حان الوقت لكي أبحث عنهم قبل أن أجد نفسي بصندوق |