Neyse, haftada 168 saat içinde bence bizim için önemli olan şeylere zaman bulabiliriz. | TED | على أي حال، مع 168 ساعة أسبوعيًا أعتقدُ أنه يمكننا إيجاد الوقت من أجل عمل الأشياء التي تهمنا. |
Yıllar süren sabırlı çalışmaya rağmen tamamiyle bu amaç için hazırlanmadı, 007. | Open Subtitles | لم نتقنه لسنوات من البحث الصبور و الوقت من أجل هذا السبب 007 |
Anlaşılan içki için zamanın kalmadı. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنكَ تملك هذا الوقت من أجل الشراب بعد كل هذا |
O yüzden haddini bilmelisin. Belki de değişikliğin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | لذلك تحتاج إلى الرجوع إلي الوراء حيث تنتمي أو ربما حان الوقت من أجل التغيير اللعين |
Arkadaş için vakti yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديه الوقت من أجل الأصدقاء |
Ahh. Yine de içki için zamanın olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنكَ تملك هذا الوقت من أجل الشراب بعد كل هذا |
İtiraf için harika bir zamanı seçtiniz, general. | Open Subtitles | لقد أخذت الكثير من الوقت من أجل الاعتراف ايها الجنرال |
Para için insanlar yumurta bağışlıyorlar. | Open Subtitles | الأشخاص يتبرّعون بالبويضات طوال الوقت من أجل المال. |
Çünkü benim için yeteneklerimi farklı durumlara alıştırmak biraz... zaman alacak. | Open Subtitles | لأن ذلك فقط يحتاج إلى بعض الوقت من أجل ضبط مقدراتي إلى الأوضاع الجديدة |
Sence kendin için biraz zamanı hak etmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنك تستحقين بعض الوقت من أجل نفسك؟ |
Bunun için çok vaktin olacak. | Open Subtitles | حسنٌ لديك ما يكفي من الوقت من أجل هذا لاحقاً |
O yüzden sana araştırman için fazladan biraz zaman vermek istedim. | Open Subtitles | وأريد أن أعرض عليك بعض الوقت من أجل أبحاثك. |
Kira için sürekli arıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أتصل بهِ طوال الوقت من أجل الحصول على الإيجار. |
Randevularım için geri geleceğim. | Open Subtitles | سوف أعود هنا طوال الوقت, من أجل جلساتي العلاجيه. |
Bu para için çok ge.ç Her ne yapıyorsa ... | Open Subtitles | لقد تآخّر الوقت من أجل المال لا يهم ما تفعله... |
Emir çıkarmak için biraz zaman gerekecek. | Open Subtitles | حسناً، نحنُ بحاجة لبعض الوقت من أجل إستخراجِ مذكرة تفتيش. |
Memur Bey, emin olun duruşma için gelecek. Teşekkürler. Geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أيها الضابط ، سأحرص على أن يكون هنا على تمام الوقت من أجل جلسة سماع الشهادات شكراً جزيلاً لكم ، شكراً جزيلاً لمجيئكم |
- İki ünite kan ve anevrizma klipsi verin. Kaçağı kapama vakti. | Open Subtitles | حان الوقت من أجل سد هذا التسرب |
Köpüklü bir bardak kahvaltı vakti. | Open Subtitles | إذاً إنه الوقت من أجل . كأس الفطور |
Sanırım kadeh kaldırma vakti. | Open Subtitles | حسنٌ , اعتقد بأن هذا هو . الوقت من أجل شرب النخب , للجميع ** شرب النخب : |