ويكيبيديا

    "الوقت هو" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Zaman
        
    • Vakit
        
    • zamanda onun
        
    • zamanın
        
    Duyusal zihin karıştırıcı ile Zaman, izini kaybettiğin ilk şeydir. Open Subtitles الوقت هو أول شيء تفقد الاحساس به مع تغييب الحواس
    Zaman verimi yaklaşımı hayatta olduğunu ama kapana kısıldığını varsayar. Open Subtitles الافتراض الأنسب نظرًا لضيق الوقت هو أنه حيّ لكنه عالق
    Evet, ama sen o Zaman bir şekilde seninle beraber olduğumu fark etmedin. Open Subtitles نعم, لكن ما لم تدريكيه في ذلك الوقت هو أنني كنت معك, بمعنى
    Gerçek şu ki, bir ay zamanım yok. Vakit, nakittir. Open Subtitles فى الحقيقة، أنا لا أملك هذا الشهر0 الوقت هو المال0
    Pekâlâ, Vakit nakittir, geçen her saniye önemli. Düşün, lütfen. Open Subtitles ،حسنٌ، الوقت هو جوهر المسألة كلّ ثانية تهم، فكّروا، رجاءً
    Yarı tanrı demek o insanın tanrılara has bazı kutsal güçlerinin olduğu, fakat aynı zamanda onun ölümlü olduğu, yani ölebileceği anlamına gelir. Open Subtitles فكرة نصف الإله تعني أن ذاك الشخص يتمتع ببعض السمات الإلهية، بعض القوى الإلهية ولكن في نفس الوقت هو بشري، ومقدر له الموت.
    Değerli'nin dosyasında yazana göre merhum erkek arkadaşın aynı zamanda onun babası Carl Kenwood Jones'tan iki çocuğu var. Open Subtitles حسبما ورد في ملفات "بريشس لقد رزقت بطفلين من صديقك الحميم الراحل .."كينوود كارل جونز الذي بنفس الوقت هو والدها
    zamanın yavaşlamasının sebebi, hayatımdaki en önemli iki kadın tarafından gafil avlanmış olmamdı. Open Subtitles سبب تباطئ الوقت هو تعرضي للتو لهجوم مباغت من أهم امرأتين في حياتي
    Çoğumuz için, Zaman, günlerimizi ölçümlemek üzere kullandığımız sayılar kümesiydi. Open Subtitles بالنسبة لمعظمنا الوقت هو مجموعة من الأرقام ,نستخدمه لحساب أيامنا
    Ama madem artık buradayım, asıl çalışma başlayacak ve Zaman çok önemli. Open Subtitles ولكن الآن انا هنا سيبدأ العمل الجيد و الوقت هو جوهر المسألة
    Bütün bu Zaman boyunca devam eden tek şey broşun değeri ve benim daha azına yatıracak param yok. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي كان يشتمل على قيمته طيلة الوقت هو تلك القلادة ولا أستطيع الاستثمار بشيء أقلّ مِنْ ذلك
    en fazla olduğu zamanın bu Zaman olduğunu düşünüyorum. TED حيث أتيحت الفرصة لعمل زواج ناجح، فأن الوقت هو الآن.
    Ama Zaman en acımasız yargıç, bize aşık olduğumuzu düşündürüyor. TED لكن الوقت هو الحاكم القاسي، جعلنا نعتقد أننا في حالة حب.
    Zaman asla gerçek anlamda kavrayamayacağımız sıradışı bir şey. TED الوقت هو ذلك الشيء غير العادي والذي لا نستطيع أن نلتف برؤوسنا حوله.
    Bilirsiniz, Vakit nakittir derler ve ben çok büyük bağışlar yaparım. Open Subtitles وأنت تعلم هم يقولون ان الوقت هو المال ولقد عرفت بعمل بعض التبرعات الكبيرة جدا
    Diyorum ki Vakit nakittir. O yüzden konuşarak geçirdiğiniz zamanın ne kadar büyüleyici olduğunu tahmin edebiliyorum. Open Subtitles أعني , أن الوقت هو مالُكم , هذا ما أعرفه عن الإثارة
    Her neyse bu artık iyi bir nedeni olsa iyi olur. Çok zamanım yok. Vakit nakittir. Open Subtitles مهما كان الأمر، أتمنى أن يكون جيّداً، ليس لدي الكثير من الوقت، الوقت هو المال.
    Değerli'nin dosyasında yazana göre merhum erkek arkadaşın aynı zamanda onun babası Carl Kenwood Jones'tan iki çocuğu var. Open Subtitles حسبما ورد في ملفات "بريشس لقد رزقت بطفلين من صديقك الحميم الراحل .."كينوود كارل جونز الذي بنفس الوقت هو والدها
    Dinle, her ne kadar eski kız arkadaşımın şimdiki kız arkadaşıma aynı zamanda onun da eskisi olan yeni sahte erkek arkadaşından bahsetmesinden hoşnut olsam da, şu Fallon röportajının... Open Subtitles -أنصتا، رغم كلّ الفرح الذي يعتلي رفيقتي الحالية بالرّغي مع رفيقتي السابقة يتكلّمن حول الرّفيق المزيّف وفي نفس الوقت هو الرفيق السابق لرفيقتي الحالية، أنتما يجدر بكما

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد