ويكيبيديا

    "الوقت ‫" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zaman
        
    • zamanı
        
    Bu ceketi parçalara ayırmak çoğu zaman daha çok para ve zaman gerektiriyor. TED ولذلك كثيراً ما يتطلب الأمر المزيد من الوقت والأموال لتفكيك سترة مثل هذه.
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    İkincisi, her ne yaparsan yap testi geçemeyecek olan çocuklarla zaman kaybetme. TED الثانية .. لاتهدروا الوقت على الطلاب الذين مهما فعلتم .. لن ينجحوا
    Bu zamanı gelen kutumu boşaltmak ve acil aramaları yapmak için kullanacaktım. TED لذلك سأستغل هذا الوقت في تنظيف بريدي الإلكتروني وعمل أي مكالمات ضرورية.
    Böylece atomik saat sayesinde, zamanı saniyenin milyarda biri hassasiyetle, ve uydudan olan mesafeyi de çok hassas bir şekilde belirleyebiliyoruz. TED لذلك شكرًا للساعة الذرية نقرأ الوقت بدقّة تصل إلى واحد في المليار من الثانية وقياس مسافة دقيق جدًا من ذلك القمر
    Ben zaman içerisinde kontrolü sınıfa bırakmayı öğrendim. Kontrolü öğrencilere bırakmayı. TED لقد تعلمت التنازل عن سيطرتي على القسم لفائدة التلاميذ عبر الوقت.
    Bir zaman aralığından sonra bunu diğer kolla da yaptırdık. TED ونقوم بتكرار ذلك مع اليد الأخرى مع تأخير في الوقت.
    Bir hastaneye gelirseniz size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini ve bunun zaman içinde nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı. TED وهناك دراسة حيث أنهم يتطلعون في العيادات كم استغرق العناية لك إذا وصلت إلى مستشفى، كما أنها تغيرت مع مرور الوقت.
    Sahip olduğumuz en önemli iki şey zaman ve insanlarla ilişkilerimiz. TED اثنان من أثمن الأشياء لدينا هو الوقت وعلاقاتنا مع الأشخاص الآخرين.
    birçok sebep bulunuyor. Sosyal bilimciler, vücut dilimizin veya başkalarının vücut dillerinin kişinin yargı mekanizmasındaki etkilerini incelemek için çok zaman harcadılar. TED صحيحة للنظر الى ذلك ، لذا قضى علماء الاجتماع الكثير من الوقت يفحصون تأثير لغة جسدنا أو لغة جسد الاخرين على أحكامنا
    CA: Ama bu şirketin o zaman için şirketin gelirinin önemli yüzdesini oluşturuyordu. TED ك.أ: ولكن ذلك كان يُمثل جزًء كبيرًا من إيرادات الشركة في ذلك الوقت.
    Sanki daha önce zaman harcayıp, o insanı tanımışsınız gibi. TED أنها مثل تخصيص بعض الوقت لتعرف عليك قبل الإجتماع بك.
    Bu teknolojiler radikal bir biçimde zaman, maliyet ve kabiliyet eşiğini düşürüyorlar. TED ما تقوم به هذه التقنيات هو جذرياً تخفيض عتبات الوقت والتكلفة والمهارة.
    Hepimiz, internetin, zaman kadar mekân algısını da daralttığının farkındayız. TED وكلنا نعلم أن الإنترنت قد تقلصت مساحة فضلا عن الوقت.
    Fakat bu muhteşem gezintide bir şey kayıp; O da "zaman". TED لكن هناك شيء مفقود في هذه الجولة الرائعة: لقد حان الوقت.
    Yatırımcılar bulduk işi kurmak ve kadınları eğitmek için çok zaman harcadık. TED حصلنا على مستثمرين، وأمضينا الكثير من الوقت في بناء العمل وتدريب النساء.
    Nasıl olur da dişlerimize aklımızdan daha çok zaman ayırırız? TED كيف نقضي المزيد من الوقت في العناية بأسناننا مقارنة بعقولنا.
    Artık yapısal eşitsizliğe karşı beraberce sesimizi yükseltme ve de birlik olma zamanı. TED لقد حان الوقت لنا للنهوض والتكلّم جميعا بصوت عال حول عدم المساواة الهيكلية.
    Bu fotoğrafta da, zamanı bir dama tahtası gibi kullandım. TED لذلك قررت أن أجعل الوقت كمربعات الشطرنج في هذه الصورة.
    Yani kısaca şimdi zaman, gerçekten sıkı bir kaka şakasını anlatma zamanı. TED لذلك أعتقد أنه حان الوقت كي نجرب ونقول طرفة خرائية جيدة حقاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد