Sana bir kere bakıp Clark Kent'in Görüntü olduğunu anlardı. | Open Subtitles | ستلقي نظرة واحدة عليك وستدرك أن (كلارك كنت) هو (الوهج) |
Her şey Görüntü'ye karşı kini olan o adamın ortaya çıkması ile başladı. | Open Subtitles | حسناً، بدأ كل شيء حين ظهر هذا الرجل وهو يحقد بشدة على (الوهج) |
Görüntü'nün şüpheli davranışlarıyla ilgili gün sonuna kadar bir yazı istiyorum. | Open Subtitles | أنت تحزينني يا (لين)، أريد مقالة عن أفعال (الوهج) بنهاية اليوم |
Hover barajının arkasındaki Mead Gölü'nün rezervlerindeki su var olduğu sürece bu santral elektrik üretmeye devam edebilir. | Open Subtitles | حول حلقة النار. ربما الوهج الأخير للأضواء الصناعية على كوكب الأرض |
Clark bence ciddi bir şekilde çalışmaya başlamalısın çünkü kendini Görüntü gibi tanıtan her kimse pazarlama işini çok iyi biliyor. | Open Subtitles | كما تعلم يا (كلارك)، يجب أن تحسن من طريقة تقديمك لنفسك للعالم لأن من ينتحل شخصية (الوهج) عبقري في الترويج لنفسه |
Eminim Görüntü bunların sadece kitap satmak için yapılan saçmalıklar olduğunu biliyordur. | Open Subtitles | حسناً، أنا واثقة من أن (الوهج) يدرك أنه ينتقد عشوائياً ليبيع كتابه |
Görüntü'nün karşısında olanları al aşağı edecek bir ilhama ihtiyacım var. | Open Subtitles | احتجت إلى الإلهام، وإلى طريقة لأزيل هذه الأجزاء التافهة المعارضة لـ(الوهج) |
Görüntü'nün onu hala destekleyen birilerinin olduğunu bilmesini istiyorum ve ben onlardan biriyim. | Open Subtitles | لذا أريد أن يعلم (الوهج) أنه ما يزال ثمة أشخاص يدعمونه، وأنا إحداهم |
Lois Görüntü ile ilgili bir çok sorun var. Benim. Görüntü benim. | Open Subtitles | (لويس)، راودتك الكثير من الأسئلة بشأن (الوهج)، إنه أنا، أنا هو (الوهج) |
Görüntü'nün haberini paylaşacağını hiç düşünmezdim Lois. | Open Subtitles | لم أكن أظن أنك ستقبلين أن ينشر أحد عن (الوهج) غيرك يا (لويس) |
Görüntü bir çok polisin koca günde yakalayamadığını kahvaltıdan önce yakalıyor. | Open Subtitles | فـ(الوهج) يقبض على أشرار قبل الفطور أكثر من معظم رجال الشرطة في النهار |
John, Görüntü dünya için bu kadar şey yaptıktan sonra nasıl bu kadar kötümser olabiliyorsun? | Open Subtitles | (جون)، بعد كل ما قدمه (الوهج) للعالم، كيف يمكن أن تكون متشائماً هكذا ؟ |
En azından güzel bir dünyaya Görüntü'nün nezaretinde uyanabiliyorum. | Open Subtitles | على الأقل يمكن أن أستفيق لعالم أفضل، بفضل (الوهج) |
Asla inanmayacaksın ama Görüntü'ye bir katili bulmasında yardım ettim. | Open Subtitles | لن تصدق ما حدث، لكني ساعدت (الوهج) على إيقاف مصاب بجنون القتل |
Bu başarısız girişim Görüntü'nün olamaz. Bu onun tarzı değil. | Open Subtitles | لا يمكن أن يقوم (الوهج) بهذا، ليست طريقته |
Lois suç patronunun kaçmasında uyuşturucu operasyonunun berbat olmasından Görüntü'nün suçlu olmadığını bilmeli. | Open Subtitles | يجب أن تعرف (لويس) أن (الوهج) ليس مسؤولاً عن عملية المخدرات وفرار رئيس العصابة |
Buradayım çünkü Görüntü şehri gülünç bir duruma soktu. | Open Subtitles | أنا هنا لأني أعتقد أن هذه المدينة تحت رحمة (الوهج) |
O çok kısa süre zarfında, Parıltı bütün galaksilerin bütün yıldızlarının toplamından daha parlaktı. | TED | من أجل هذه اللحظة الوجيزة من الوقت، كان الوهج أكثر إشراقاً من كل النجوم في كل المجرات في كل الكون المعروف |
Sonra güneş daha da yükseldi ve sudan yansıyan ışık o kadar keskinleşti ki artık sudan ışık gözlerini aldığından başını çevirerek yol almaya başladı. | Open Subtitles | و أصبحت الشمس أكثر ضياءا " ".. و الوهج على سطح الماء بدا كالزهره النقيه المياه الساكنه عكست ذلك على عينيه .. " " .. |
"The Whoosh", "The Red Streak" veya "The Blur" olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | (كنت أفكر باسم (هزيز الريح (أو (الخيط الأحمر (أو (الوهج |
Ağzından çıkan gümüşi ışıltıyı farkettiniz mi? | Open Subtitles | -أأدركت أنّ الوهج من فمّها كان فضياً كالقمر؟ |
Meteorların üzerinde bir Parıltı var. Savage'ın asasında da aynı parıltıya sahip iki taş var. | Open Subtitles | النيازك اتّسمت بوهج مميّز، وجوهرتا عصا (سافدج) لهما الوهج عينه. |
O koca, kara kafandan yansıyan ışık... acayip parlıyor adamım. | Open Subtitles | الوهج الذى يسطع من رأسك يلمع يا رجل, اللّعنه هل تقوم بتلميعها ؟ |