Daladier ve İngiliz aptalı Chamberlain, Hitlerle bir anlaşma için istekli. | Open Subtitles | دالادييه وأنه معتوه الإنجليزية تشامبرلين حريصون للتوصل الى اتفاق مع هتلر. |
Khrushchev daha iyi bir anlaşma için bastırdı. | Open Subtitles | حاول خروشوف الضغط من اجل التوصل الى اتفاق أفضل |
Bana onu yakalamak için yardım edersen seninle bir anlaşma yapabileceğimize eminim. | Open Subtitles | أنت تعرفي، إذا أردت مساعدتي على الايقاع به أنا متأكد من أننا سنصل الى اتفاق أعني، شابه مثلك |
Bugün o insanlarla görüşmeni ve bir anlaşmaya varmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تتقابل مع هؤلاء الأشخاص , اليوم و تتوصلون الى اتفاق استطيع فعل ذلك |
Belki bir anlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما نتمكن من العمل على التوصل الى اتفاق |
Senin için bir anlaşma ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نعمل على التوصل الى اتفاق بالنسبة لك. |
Herhangi bir anlaşma olmadan, bildiklerimizi, sizinle paylaşmayacağımızı daha önce de söyledik. | Open Subtitles | لقد قلت لك كل شيء نحن على استعداد لاقول لكم دون التوصل الى اتفاق. |
İki tarafa da yararlı olacak bir anlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | أؤمن بأننا يمكن أن نصل الى اتفاق مقبول من الطرفين |
Bir süre düşündü ve dedi ki biliyorsunuz bir anlaşma sağlamamıza tek engel eğer oysa o zaman bizzat başkan tarafından verilen yetkiyle söylüyorum "Anlaştık." | Open Subtitles | فكّر قليلًا وقال، "إذا كان هذا هو الشرط الوحيد الذي سيخول دون التوصل الى اتفاق فإنني إذًا مفوض من "الرئيس للموافقة عليه |
Eminim bir anlaşma yolu bulabiliriz. | Open Subtitles | أظن اننا يمكن ان نصل معا الى اتفاق |
Sanırım bir anlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع ان نصل الى اتفاق ما ؟ |
bir anlaşma yapmak ister miyim? | Open Subtitles | أكنت سأحاول التوصل الى اتفاق معكم؟ |
bir anlaşma yapmak ister miyim? | Open Subtitles | أكنت سأحاول التوصل الى اتفاق معكم؟ |
Childs bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | قطع تشايلدز توصل الى اتفاق. |
Seni severim, Natasha. Ama bir anlaşma yaptık sanıyordum. | Open Subtitles | (انا معجب بك (ناتاشا لكنني كنت اظن اننا توصلنا الى اتفاق |
...bir anlaşmaya varıp çıkmamız gereken yerlerden çıkmalıydık. | Open Subtitles | واعتقد انه بعد ذلك، أيضا كان يجب علينا ان نصل الى اتفاق ونخرج |
Biz olabilir bir anlaşmaya geldi o artık burada olmasa iyi olacak. | Open Subtitles | وصلنا الى اتفاق مفاده ان رحيلها قد يكون أفضل |
Eminim, bir anlaşmaya varabiliriz. | Open Subtitles | انا متأكدة اننا نستطيع... انت تعلم,التوصل الى اتفاق |