Seni görmek güzel, Juba. Şuraya bir bak. | Open Subtitles | انظر الى هذا المكان انه ليس كالايام الخوالى |
- Şuraya bir bak. - Delegelerin çoğu konferansa gelemiyor. Protestocular kavşakları zapt ettiler. | Open Subtitles | انظر الى هذا المكان , المفوضين لا يمكنهم الدخول المتظاهرين يغلقون المنطقة |
Çok iyi görünüyorsun. şuraya bak! | Open Subtitles | أنت تبدو ممتازا أنظر الى هذا المكان كم هو رائع |
Daha yeni Brooklyn'deki şu eve taşındınız. | Open Subtitles | كنت انتقل لتوه الى هذا المكان في بروكلين. |
şu eve bak. | Open Subtitles | انظروا الى هذا المكان |
Ama şimdi bu yere bakıyorum bulmamız için tam yolumuzun önüne bırakılmış. | Open Subtitles | ولكن الأن أنا أنظر الى هذا المكان و أضع الحق فى طريقنا |
Çocuklarım buraya, yeryüzünün ayaklarımızın altında kan ağladığı bu yere çok uzak mesafelerden geldiler. | Open Subtitles | يا أطفالي، لقد مرنا بكثير لكي أن نصل الى هذا المكان حيث الأرض سيموت، وأرواحه سيتنفسون تحت أقدامنا |
Şu evin haline bak. | Open Subtitles | انظر الى هذا المكان |
Şuraya bir bakın. Dış sıvasının tekrar yapılması ve... | Open Subtitles | اقصد انظر الى هذا المكان انه يحتاج الى ترميم و |
Şuraya bir bakın. | Open Subtitles | رائع، انظروا الى هذا المكان |
Şuraya bir bakın. | Open Subtitles | رائع، انظروا الى هذا المكان |
Şuraya bir baksana. | Open Subtitles | انظري الى هذا المكان |
Yani, şu eve bak. | Open Subtitles | انظري الى هذا المكان |
Daniel, şu eve bak. | Open Subtitles | دانيال , انظر الى هذا المكان |
bu yere geldiğimden beri ilk kez mutluyum. | Open Subtitles | هذه اول مره اشعر بالسرور فيها منذ ان جئت الى هذا المكان |
Basının bu yere inmeden 20 dakika var. | Open Subtitles | لدينا قبل 20 دقيقة قبل أن تأتي الصحافة الى هذا المكان |
Şu evin haline bak. | Open Subtitles | انظر الى هذا المكان |