| Ellen sana her ne söylediyse beni korumak için yaptı. | Open Subtitles | مهما ما أخبرتكِ به الين ، فقد كانت تتستّر عليّ |
| - Nasıl olacak ki? Çok kızgın. O hapse giremez Ellen. | Open Subtitles | انه يشعر بغضب عارم ، انها لا تستطيع الذهاب للسجن الين |
| O imzalayana kadar, Bay Allen'ı eyaletinizin gözetimine teslim edemem. | Open Subtitles | "حتى يفعل، لا استطيع تسليم السيد "الين الى عهده ولايتكم |
| Bayan Allen birkaç yatırım için tavsiyenizi istedi,değil mi? | Open Subtitles | قلت لنا أن السيدة الين طلبت مشورتك ببعض الاستثمارات , اليس كذلك ؟ |
| Elaine, en üzücü olan da benim hatamın acısını babamın çekmesi. | Open Subtitles | والامر الاكثر حزناً,ان ابي هو الذي يدفع ثمن خطائي يا الين |
| Alan, oğlunun senin hatalarından ders almaması için bir neden yok. | Open Subtitles | الين ، ليس هناك سبب يمنع أبنك أن يتعلم من أخطائك |
| Ellen'ın sesini bastırmaya çalışıyorum, dır dır fabrikası, orada işte. | Open Subtitles | احاول اخراج صوت الين من رأسي مصنع الثرثرة الجالس هناك |
| Baş sayfayı değiştirin! Ellen Andrews demin babasını aramış. | Open Subtitles | غير كل شىء فى الصفحة الاولى لقد هاتفت الين اندروز والدها للتو |
| Ellen, ikiniz de yaşadığı sürece bu erkeği... eşin olarak kabul ediyor musun? | Open Subtitles | الين هل تقبلين هذا الرجل ان يكون زوجا لك طول العمر ؟ |
| Su alıyoruz. Ellen pompalamaya başla. | Open Subtitles | ناخذ الماء لأسفل هنا الين ,ابدأئى فى الضخ |
| Carmelita, kendini bir de Ellen'ın yerine koy sadece bir anlığına. | Open Subtitles | كارميلتا, فقط ضعي نفسك بمكان الين لثانية |
| Sen neler olduğunu biliyor musun? Her şeyi duydun mu Ellen? | Open Subtitles | انت تعلم ما الذي حدث اذا انت لاتريد ان تعرف الين بذلك |
| Ben Allen Freedman. Gary kuzenimdi. Ben Dr. Frasier Craine. | Open Subtitles | تفضل رجاء,انا الين فريدمان غاري كان ابن عمي |
| Bay Allen, rüzgara dönün. Bizi iyice yaklaştır. | Open Subtitles | مستر الين اجعلنا مع اتجاة الريح اجعلنى فى مرمى لاطلاق المسدسات |
| Bay Allen, rüzgara dönün. Bizi iyice yaklaştır. | Open Subtitles | مستر الين اجعلنا مع اتجاة الريح اجعلنى فى مرمى لاطلاق المسدسات |
| Sabah kahvemi içerken fark ettim ki .geceyi Elaine adında çok güzel bir kadınla geçirmiş. | Open Subtitles | انتقل للعيش معي واليوم صباحاً عند الافطار اكتشفت انه امضى الليلة مع مخلوقة لطيفة اسمها الين |
| Elaine telefonlarımı açmıyor, kapıya bakmıyorsun. | Open Subtitles | الين انتِ لم تردي على اتصالاتي فارجوا انكِ تستمعين الان |
| Sırada, Merkez Bankasının eski, efsanevi başkanı Alan Greenspan var. | Open Subtitles | التالي لدينا الاسطوري الرئيس السابق لـ ذا فيد الين جرين سبان |
| Allan and Elizabeth Eiger birşey saldırdığı sırada gölün üstündelerdi. | Open Subtitles | الين واليزابيث ايجر كانا في البحيره عندما هاجمهما شئ ما |
| Bu arada 'Yen' Japonca Çince değil. | Open Subtitles | اجل ,وبالمناسبة الين عملة اليابان وليس الصين |
| Alain, seni tanımam bir şanstı. | Open Subtitles | الين, عندما اكتشف وجودك كان بالصدفة. |
| Yin ve yang, değişim sarmalı ve özümüzdeki dinginlik arasındaki denge. | Open Subtitles | بين الين و اليان. بين لولبة التغيير والسكون في أعمالنا الأساسية. |
| Alin batıyı böyle anlatmamıştı. | Open Subtitles | هذا ليس الغرب كما هو موضح الين. |
| Aline Kominsky'nin en beğendiğim karikatürist olduğuna karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت الين كومينسكي رسامة الكاريكاتير المفضلة لدي |
| Morfinle yönlendirilip, korkuyla yönetilen Eileen Corrigan ondan istediğin her şeyi yapacaktı. | Open Subtitles | وغذيت هذا بالمورفين وحكمتها بالأرهاب فاصبحت الين كوريجان تقوم باى شئ تطلبه مهما كان. |