Ondan önceki gün de peltek konuşan şişman bir adam. | Open Subtitles | و اليوم الذي قبله كان رجل سمينا وعنده مشكلة تكلم |
Hatta dün de iyiydi, Ondan önceki gün de. | Open Subtitles | ولم يكن به بأس يوم أمس ولا اليوم الذي قبله. |
Yok, Ondan önceki gün ve o ibne buraya geldi, öyle mi? | Open Subtitles | لا، بل في اليوم الذي قبله. وجاءَ ذلك المغفل وبرفقته.. |
önceki günden daha sevimsizdi. | Open Subtitles | لقد كانت أقل جمالاً, عن اليوم الذي قبله. |
Bazen kendimi önceki günden farklı hissediyorum. | Open Subtitles | بعض الأيام أشعر باختلاف عن اليوم الذي قبله |
Ne bir gün önce, ne de bir saat önce. | Open Subtitles | يتم استخلافهم قبل تلك اللحظة ولا اليوم الذي قبله ولا الساعة التي قبلها |
Biliyorum, İncillerden biri hicret günü diğerleri de bir önceki gün öldüğünü söylüyor. | Open Subtitles | اعرف احد الأناجيل يقول عيد الفصح و آخر يقول اليوم الذي قبله |
Dün de öyleydim. Ondan önceki gün de. | Open Subtitles | وكنت كذلك بالأمس و اليوم الذي قبله |
Ondan önceki gün, katlanılmaz bir kaltaktım. | Open Subtitles | , اليوم الذي قبله كنت ساقطة جاحدة |
Aynı bir önceki gün gibi ve Ondan önceki gün gibi ve Ondan önceki gün gibi ve Ondan önceki gün gibi ve Ondan önceki gün gibi ve Ondan önceki gün gibi ve Ondan önceki gün gibi ve Ondan önceki gün gibi-- | Open Subtitles | ،مثل الأمس تماماً و اليوم الذي قبله ،و اليوم الذي قبله و اليوم الذي قبله ،و اليوم الذي قبله ...و اليوم الذي قبله |
- Dün de yarıya bölmüştük. - Ondan önceki gün de. | Open Subtitles | لقد قلصناها بالأمس - و في اليوم الذي قبله - |
Ama, dün de bir şey yapmadık Ondan önceki gün de öyle. | Open Subtitles | لكننا لم نقم بشيء يوم امس - او اليوم الذي قبله |
Veya Ondan önceki gün. | Open Subtitles | أو اليوم الذي قبله |
...ve Ondan önceki gün gibi... | Open Subtitles | ...و اليوم الذي قبله... |
...ve Ondan önceki gün gibi... | Open Subtitles | ...و اليوم الذي قبله... |
Sonra yine aynı yerde uyanırsın, ve bu bir önceki günden daha kötüdür. | Open Subtitles | ثُمّ تستيقِظ ... وتعود لِنفسِ المكان ويكون هذا أسوأ من اليوم الذي قبله |
Ama Savannah her yarının bugünden daha iyi olacağına inanır ve ona göre hepimiz bir önceki günden biraz daha iyi oluruz. | Open Subtitles | لكن (سافانا) آمنت بأن كل غدٍ أفضل من اليوم وفي كل يوم جميعنا نصبح أفضل قليلاً من اليوم الذي قبله |
Onunla şansa bir gün önce Kudüste bi markette karşılaştık. | Open Subtitles | وفي اليوم الذي قبله, كنتُ قد التقيتُه بالصدفة في سوق في القدس. |
Ki bu; küçük düşürücü bir hadiseyi hafızadan silmek alınan hapın yaşanan hadise yerine, hadiseyi unutmak için bir önceki gün yapılan teşebbüsü unutturmasıyla gerçekleşiyordu. | Open Subtitles | لن أنسى هذا - حيث الـ روفي - يقوم بحدث بمهين لا يستطيع مسح الحدث المهين من ذاكرته لكن يستطيع مسح محاولة اليوم الذي قبله |