Bir mekânin haritasini cikarirsin, gercek bir yer olmasi gerekmez. | Open Subtitles | تقومين برسم خريطة للمواقع ليس بشرط أن تكون اماكن حقيقية |
Bir mekânın haritasını çıkarırsın, gerçek bir yer olması gerekmez. | Open Subtitles | تقومين برسم خريطة للمواقع ليس بشرط أن تكون اماكن حقيقية |
Hala gitmek istediğim yerler ve yapmak istediğim şeyler var. | Open Subtitles | مازال هناك اماكن اريد ان اراها واشياء اريد ان افعلها |
Ve Amerikan'nın dışında ilk görmek istediğim, bazı yerler var. | Open Subtitles | كما أن هنالك اماكن خارج امريكا, اود أن اراها اولا |
Yün çilesi daha iyidir, bu yumaklar sürekli yuvarlanıp garip yerlere giderler. | Open Subtitles | هذه هى مشكلة الكرات عن شلالات الغزل انها تتدحرج فى اماكن صعبة. |
dedi. Şimdi, eğer bu doğruysa, sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar. | TED | والآن، لو كان ذلك صحيحاً فإنه إدانة لنظام الرعاية الصحية لدينا وذلك لأن هؤلاء المرضى سبق وأن كشف عليهم في اماكن أخرى. |
Ayrıca 9-3'nin baktığı birkaç yere de saldırmışlar, bu ortak bir soruşturma yani. | Open Subtitles | وأيضا سطوا على عدة اماكن في منطقة اخرى اذا سوف يكون تحقيق مشترك |
Lobos'u mahkum etmemizi sağlayacak isim, yer ve tarihleri bize kim verebilir? | Open Subtitles | من يمكنه ان يعطينا اسماء , اماكن و تواريخ لأدانة لوبوس ؟ |
Lemon 7'de burada olacak, herkes sürpriz yapmak için saklanacak bir yer bulsun. | Open Subtitles | حسناً ليمون ستكون هنا عند السابعه أبحثوا عن اماكن للأختباء من أجل المفاجأة |
Son bir kaç yılda sana altı veya yedi yer gösterdim, | Open Subtitles | لابد من انني عرضت عليك ستة او سبعة اماكن بالأعوام المنصرمة |
Gece gündüz çalışan adamlarımızdan ve müşterilerimizin başka yerler bulacağından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ولا نذكر رجالنا خارج الشارع , و عملائنا سوف يجدون اماكن جديده |
Görmek istediğim şeyler, gitmek istediğim yerler ne kadar boyam kaldığı gibi. | Open Subtitles | اشياء اريد ان اراها ، اماكن اريد زيارتها كم مواد رسم املك |
Böyle başka yerler de var. Sence, geçişi bulabilecek misin? | Open Subtitles | وسيكون هناك اماكن اخرى سيئة هل سنجد فجوات بظنك؟ |
Nefret, seni istemediğin yerlere götüren boğazına dolanmış bir zincir gibidir. | Open Subtitles | الكراهية كسلسلة حول رقبتك تقيدك الي اماكن لا تريد الذهاب اليها |
Bugün kaydetmeye çalışacağımız projem de raptiyeleri deliklerin oldukları yerlere yerleştirerek çözmeye bakacağız. | Open Subtitles | مثل، مشروعي اليوم أننا سنحاول أن سجل ، وضع دبابيس بالضبط اماكن الثقوب، |
Nicaragua ve bunun gibi yerlerde bir sürü zaman geçirdik | Open Subtitles | قد قضينا وقتا كثيرا في نيكاراجوا و اماكن مثل هذه |
Halka açık yerlerde kayboldular ve o zamandan beri görülmediler. | Open Subtitles | كلهن اختفين من اماكن عامة لم يرهن احد من حينها |
Kırılmış, gaspedilmiş, bilmedikleri bir yere konmuşlar, özlenmek istemiyorlar. | TED | كيف تتحطم .. تتسمم كيف تنفى الى اماكن بعيدة .. دون ان يفتقدها احد |
İyi tarafı da yok değil hani, ülkenin çoğu yerini görmüş oluyoruz ve... | Open Subtitles | الجانب الجيد في هذا العمل ان المرء يتعرف على اماكن كثيرة من البلاد |
Dış ve iç mekân konsepti alınarak, yoğun şehir yaşamıyla gezinti yerleri ve parklar entegre edildi. | TED | باعتبار مبدا الداخل والخارج تم ادراج اماكن التجوال و الحدائق مع العمران الكثيف. |
Bu katil, kurbanlarını kalabalık yerlerden kaçırıyor ve ormana atıyor. | Open Subtitles | هذا القاتل يخطف ضحاياه منم اماكن عمومية ويرميهم في الغابات |
Ozaman, Farklı bir yerde farklı bir çizgi çizdiğimizi düşünelim. | Open Subtitles | حسناً , لنقول فقط اننا رسمنا الخطوط في اماكن مختلفة |
Aldıkları yeri bulamayacağımız kadar çok yerde satılıyorlar. | Open Subtitles | انها متاحة للغاية لنقوم بتضييق اماكن الشراء |
O adamların kimliklerini ve yerlerini tespit etmek için Teşkilat'ın tüm kaynaklarını kullandın. | Open Subtitles | لقد استعملت كل موارد الوكاله لتحملهم على التعرف وتحديد اماكن هؤلاء الاشخاص |
Kolum bir çok yerden kırıldığı için kötü hissediyorum ve çok acıyor. | Open Subtitles | انا فقط حزين ان ذراعي مكسور في اماكن كثيرة و يؤلمني كثيرا. |
Gemim hazır bekliyor, herkese yetecek yerimiz var | Open Subtitles | سفينتي تنتظر ، هناك اماكن كافية لكلّ شخص |