Yüksek eğitim herkes için bir hak olmaktan çıkıp azınlık için bir ayrıcalık oldu. | TED | لم يعد التعليم العالي حقاً للجميع و أضحى امتيازاً للقلة. |
Yoksulluk olmadan var olmanın bir ayrıcalık değil, hepimizin hak ettiği bir hak olduğu bir geleceğe inanıyorum. | TED | أؤمن بمستقبل لا يكون فيه انعدام الفقر امتيازاً بل حقاً نستحقه جميعاً. |
- Doğrusu, bir ayrıcalık olarak görüyorum bunu. | Open Subtitles | -الحقيقة اننى اعتبره امتيازاً -ماذا؟ |
Capua'da, bu saygın imtiyazı en çok hak eden kişi kendisidir. | Open Subtitles | لا أحد آخر بكل (كابوا) يستحق امتيازاً رفيعاً كهذا |
Capua'da, bu saygın imtiyazı en çok hak eden kişi kendisidir. | Open Subtitles | لا أحد آخر بكل (كابوا) يستحق امتيازاً رفيعاً كهذا |
Siz de ayrıcalıklarının tadını çıkartın, bayım. | Open Subtitles | كان امتيازاً لنا يا سيدي. |
Ve şahsen, ben bunu bir ayrıcalık sayarım. | Open Subtitles | و، شخصياً، سأعتبره امتيازاً |
Bu bir ayrıcalık olur, bir lütuf. | Open Subtitles | سيكون ذلك امتيازاً لي إنه حقي |
Siz de ayrıcalıklarının tadını çıkartın efendim. | Open Subtitles | كان امتيازاً لنا يا سيدي. |