Dışarıda Kaitlyn Ross ve Tina McCarthy'i öldürdüğümü düşünen insanlar olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | اعلم ان هناك اناس بالخارج يعتقدون انني قتلت كاتلين روز وتينا ماكارثي |
İnsanlar benimle konuşuyor. Beni tanıyan ama asla tanışmadığım insanlar. | Open Subtitles | اناس يتحدثون الي انا يعرفونني , لكنني لم اقابلهم ابدا |
Tayland yemeği getiren insanlar dışında evimde biri olmasından pek haz etmem. | Open Subtitles | أتعرف أنا لا أرتاح لوجود اناس فى منزلى لا يسلمونى طعام تايلندى |
Böyle şeyleri denerken bir sürü insan öldü. | TED | اناس كثيرون ماتوا و هم يحاولون القيام بمثل هذا الشيء. |
Hergün iyi insanların öldüğünü görüyorsun ve hala tanrıya mı inanıyorsun? | Open Subtitles | تري اناس صالِحون تَمُت كل يوم و لازلت تؤمن بالله ؟ |
Anne babasının başka insanlarla birlikte olmak istemesini çocuğuna nasıl açıklarsın? | Open Subtitles | كيف ستفسرون لاطفالكم ان والداهما يريدان ان يكونا مع اناس اخرين |
Yani hepsi çok hoş insanlar ama hayatlarını yaşama şekilleri... | Open Subtitles | اقصد هم اناس طيبون لكن الطريقة التي يعيشون بها حياتهم |
Normal insanlar gibi olmak nasıl olurdu, hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | أيمكنكَ أن تتخيل كيف تكون حينما نـُصبح اناس عاديين ؟ |
Tabii, benim çayırlarımda dolanan insanlar oluyor dalları kırıyor, ağaçları kesiyor hazinemi arıyorlar. | Open Subtitles | وبالطبع هناك اناس يأتون الى منطقتي يحطمون الغابة يقطعون الاشجار يبحثون عن كنزي |
İçinde domuz parçaları olan insanlar mı dolanıyor etrafta yani? | Open Subtitles | اذن هناك اناس حقيقيون يتجولون مع اعضاء خنازير بداخلهم ؟ |
ve yola gelmiş olmalıydım, çünkü iki araba durmuştu ve konuşan insanlar duydum. | Open Subtitles | وكان ينبغي ان أصل إلى الطريق, لأن سيارتان كانتا متوقفتان, وسمعت اناس تتكلم. |
Bu dolandırıcılık senin sınıfındaki insanlar için bir fark yaratmaz. | Open Subtitles | هذه الحيل لا تعني اي شئ الى اناس من طبقتك |
Hayatımızı birlikte geçirmek için oldukça zor insanlar seçmişiz, değil mi? | Open Subtitles | ياللعجب , اقد اخترنا اناس غرباء لنقضي بقية حياتنا معهم ؟ |
Daha önemlisi, o bölgede mahsur kalan sürüyle insan var. | Open Subtitles | لكن الأهم من ذلك.. هناك اناس كثيرون معزولون يعيشون في المنطقة |
Bu evdeki çoğu insan benim soğuk ve duyarsız olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | اناس كثيرون هنا يعتقدون اني بارد وبدون احساس |
Gerçekten sorunları olan insanların hattını meşgul ediyorsun. Her zamanki bencilliğin. | Open Subtitles | انتي تشغلين الخط عن اناس في مشكله حقيقيه انانيه كالمعتاد انانيه |
İnsanların yaşamı hakkında seçim yaptım. - Ve bununla yaşamalıyım. - Anlıyorum. | Open Subtitles | لقد اتخذت قرارات في حياة اناس ، ويجب ان اتعايش مع هذا |
Ve kendi kötü vakaları hakkında konuşmak istemeyen insanlarla ilgili bu sektörü bilirsiniz. | TED | هل تعرفون عن ذلك المجال عن اناس لا يريدون ان يتحدثوا عن اسوأ الإحتمالات؟ |
Gerçek insanlara daha çok yaklaştıkça, onları daha çok incittiğimi fark ettim. | Open Subtitles | كلما اقرب ذلك الجانب مني الى الناس الحقيقين كلما اذيت اناس اكثر |
Biz normal insanlarız, Dünya'da yaşıyoruz ve babam bugün öldürüldü. | Open Subtitles | نحن اناس طبيعيين، نعيش على كوكب الأرض. وأبي قُتل اليوم. |
İki bin yıldır, bu sikindirik ada buraya gelip, yer edinmek isteyen kişiler tarafından tecavüze uğrayıp yağmalanıyor. | Open Subtitles | لألفي عام هذه الجزيرة الصغيرة تنتهك وتحتل من قبل اناس اتو هنا واردوا قطعة منها |
İşte çevresel inançlar, genelde deneyimlerimize dayalıdır, diğer insanlardan duyduğumuz şeylerdir. | TED | وبالتالي فإن الشيء عن الفولكلور البيئي يميل الى ان يتمحور حول خبراتنا و الاشياء التي سمعناها من اناس اخرين |
Bir daha oteline şüpheli adamlar gelecek olursa... hemen bize bildirsin. | Open Subtitles | ان في المرة القادمة عندما يدخل اناس مشتبه بهم فندقه فليحذرنا منهم |
Bu kadar insanın içini dökmesini görmek inanılmaz bir şey ama. | Open Subtitles | انه رائع على الرغم من ذلك رؤية اناس كثيرين يحاولون التصارح |
Senin gibi adamların derdi bu George. | Open Subtitles | اناس مثلك تريد النتائج ولا تريد العمل القذر |
Aynı zamanda pek çok başka insanla da yatmak istediğine kendini inandırırsa. | Open Subtitles | التي ترغب فى ممارسه الجنس مع اناس عظماء آخرين |
Ama en önemlisi onlar, bizim gibi başka insanların sevdiği ve ihtiyaç duyduğu insanlardır. | Open Subtitles | هم , الاكثر اهمية لنا . الناس من اناس اخرين احبوا واحتاجوا |
Roma imparatorları, dünyadaki en güçlü insanlardı. | Open Subtitles | كان الاباطرة الرومان اقوى اناس على سطح الارض |
- Bizler iyi ve uygar insanlardık. | Open Subtitles | لقد كنا اناس جيدون متحضرون. |