Ofisime ilk defa adımını attığında, içimde seni aynalarla dolu bir salonda öldüreceğime dair bir his uyanmıştı. | Open Subtitles | انتابني شعور بأني سأقتلك في قاعة مملوءة بالمرايا |
İçimde beni aramaya geleceğine dair bir his vardı. | Open Subtitles | انتابني شعور بأنك ستأتين من أجلي كيف حال ذقنكَ ؟ |
Onları erkeklerle dışarı 'Onu takılıyoruz görünce' Kötü bir his vardı. | Open Subtitles | لقد تم إطلاق الرصاص عليه لقد انتابني شعور سيئ حينما رأيته يتسكع مع أولئك الرفاق |
Bu konuda içimde kötü bir his var. | Open Subtitles | لقد انتابني شعور سيء بشأن هذا الموضوع |
Ne tuhaf. Benim içimde de adı Fausto olan tanımadığım bir adamın belada olduğuna dair bir his var. | Open Subtitles | هذا غريب، انتابني شعور بأن رجلاً لا أعرفه واسمه (فاوستو) في ورطة |
Birdenbire içimi bir his kapladı. | Open Subtitles | لقد انتابني شعور فجأة، |