Ama dürüst olmam gerekirse, yayıldı çünkü yayılması için savaştım. | TED | ولكن حتى أكون صادقًا، لقد انتشرت لأنني حاربت كي تنتشر. |
Budrus'taki direniş o zamandan sonra Batı Şeria'daki köylere ve Kudüs'teki Filistin mahallelerine yayıldı. | TED | المقاومة في بدرس قد انتشرت منذ ذاك الى القرى في انحاء الضفة الغربية وإلى الأحياء الفلسطينية في القدس. |
Bu ufak aptal hikaye okulda hızlıca yayıldı ve ilk takma adımı kazandım: Domuz Pirzolası. | TED | انتشرت الأخبار عن هذه القصة الصغير والسخيفة بسرعة في المدرسة، وحصلت على اسمي المستعار الأول: شرائح لحم الخنزير. |
Bu sırada, dedikodular sanki bir petrol kuyusu bulunmuşçasına etrafa yayılıyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء , انتشرت الشائعات في البلدة مثل تسرب الزيت |
En ufak bir esinti yoktu... ve müzik gemide dört bir yana yayılmıştı. | Open Subtitles | لم يكن هناك نفَساً من الرياح وفي تلك الليلة انتشرت الموسيقى في جميع أنحاء البطانة السوداء |
Bu deneyler Porto Alegre, Brezilya'dan buraya New York'a, Chicago'nun mahallelerine kadar yayıldı. | TED | انتشرت هذه التجارب من بورتي اليغر، في البرازيل لتصل إلى مدينة نيويورك إلى تخوم شيكاغو. |
Ve bingo, resim virüs gibi yayıldı ve sansür kırıldı ve kitlesel medya bunun üstünü örtmek zorunda kaldı. | TED | وهكذا انتشرت الصورة كالنار فى الهشيم وقشعت العتمة وأجبرت وسائل الإعلام على تغطية الخبر. |
Ve 1998 Ocak ayında bu haber internete yayıldı. | TED | و عندما انتشرت القصة في يناير من عام 1998 إنتشرت على الإنترنت. |
Avrupa'ya getirdiği haberler çok uzaklara yayıldı, ardından gelen kaşiflere ve göçmenlere ilham oldu. | TED | والأخبار التي عاد بها لأوروبا انتشرت بكثرة بعيدا، مشجّعا كل المكتشفين والمستوطنين الذين قدموا من بعده. |
Bitki, oradan daha ötelere yayıldı, çayın hızlı gelişimine, günlük ticari bir mal olarak yardım ederek. | TED | منذ ذلك الحين، انتشرت نبتة الشاي، مما ساعد في التزايد السريع للطلب على الشاي كسلعة يومية. |
bu yayıldı çünkü neslimizdeki büyük açlığı keşfettik, amaca, anlama olan açlığı. | TED | لقد انتشرت لأننا وجدنا توق عظيم لدى جيلنا من أجل إيجاد هدف ومعنى. |
Haberler çabuk yayılıyor ve merak eden insanlar bakınmaya geliyorlar. | Open Subtitles | انتشرت الأخبار حول هذا ، والناس الفضوليون يبحثون عنها باستمرار |
Oradan gelen raporlara göre acımasız saldırılar bütün galaksiye yayılıyor. | Open Subtitles | كالتقارير التى تدل على هجومهم الشرس التى انتشرت خلال المجرة |
Wovoka adındaki Paiute şamanının kehânetleri telgraf sinyallerinden daha hızlı şekilde kabileden kabileye yayılıyor. | Open Subtitles | نبوئة بايوت الكاهن شامان تسمى وفافوكا انتشرت من قبيلة الي قبيلة اسرع من اشارة التلغراف |
Ünü dünyanın dört yanına yayılmıştı. Dünya ayaklarının altındaydı. | Open Subtitles | انتشرت شهرته في كل مكان و كان الجميع يحبه |
Çünkü hamile olduğu ortaya çıkmış dedin, emin olmamız lazım hemen. | Open Subtitles | لأنك قُلتَ أن قصّة الحملِ انتشرت لذا نَحتاجُ إلى التأكد الآن |
Eğer gerçek oraya çıkarsa ikisinin de mahvolacağını bilen biri. | Open Subtitles | شخص يعرف أنّه لو انتشرت الحقيقة، فيُمكن أن تُدمّر كِليهما. |
Tanıklar kayıt dışı bir şekilde teslim edilmeli... ..ta ki ben bu yozlaşmanın ne kadar derine yayıldığını öğrenene kadar. | Open Subtitles | يجب أن يكون تسليم الشهداء خارج السجلات حتى أعلم إلى أي مدى انتشرت المؤامرة |
Yoksulluğa olan takıntının bütün dünyaya yayılan ekonomik özgürlük metoduyla birleşmesi. | TED | كان ذلك الهوس بالفقر، المرتبط بطريقة الحرية الاقتصادية التي انتشرت حول العالم. |
Alevler şeytani bir şekilde yayılıyordu... Kapılara, yerlere. | Open Subtitles | النيران انتشرت كأنّه الشيطان عيّنه عابرةً المداخل، الطوابق |
Dünya'ya gelmis olabilir, ve bize benzer yasamlar ayni yolla evrene yayilmis olabilir, göktaslari tohum misali, bereketli gezegenlere, yasami olusturmak için yagmis olabilir. | Open Subtitles | وحياة مماثلة لحياتنا ربما انتشرت في الكون بالطريقة نفسها, كما تتحرك هذه النيازك كالبذور, |
Buna karşın, aklımızdaki fikirler, diğer zihinlere yayılırsa ve nesiller boyu hayatları değiştirebilirse bu yenilik olur. | TED | على النقيض، لو أن فكرة في خَلَد إنسان انتشرت إلى خلد الآخرين، وأحدثت تغييرًا في حيوات أجيال، فإن هذا هو الابتداع. |
İnterneti çalkalayan skandal fotoğrafların hakkında bir yorum yapacak mısın? | Open Subtitles | هل يهمك أن تعلق على صورك الفاضحة التي انتشرت بسرعة في الآونة الأخيرة؟ |
Yani bunun anlamı, rahimde baş gösterip başlayıp buradan yayılmışlar. | Open Subtitles | صحيح. لذا هذا قد يعني أن الأورام بدأت في الرحم ثم انتشرت. |
Şu ana dek on iki tanımlanamayan cisim dünya geneline yayılmış durumda. | Open Subtitles | ..على سطح المحيط، لذا هناك 12 جسماً غريباً قد انتشرت حول العالم |