Hayır, bir isyan oldu, Eski Mısır'da bir ayaklanma ... | Open Subtitles | لا، كان هناك متمردون انتفاضة في مصر القديمة |
Suffolk Dükü'nün gelmesini beklemelerini söyle, çünkü ikinci bir ayaklanma herşeyi riske atar. | Open Subtitles | قل لهم ان ينتظرون وصول اللورد سوفولك انتفاضة جديدة ستسبب خطرا على كل شيء |
Vaftizci'yi salmak için bağnazları toplarsa, Celile de bir isyan olabilir. | Open Subtitles | اذا كان يمكن حشد المتعصبين لتحرير المعمدان، يمكن أن تكون هناك انتفاضة في الجليل. |
Burada 1908 yılında vahşi yerlilerin çok büyük bir köylü ayaklanması oldu. | Open Subtitles | هنا كانت انتفاضة الفلاحين العظيمة في عام 1908 على يد الهنود المتوحشين |
- sadece beni. Bir kişi bir isyanı bastıramaz. | Open Subtitles | رجل واحد لا يمكنه التعامل مع انتفاضة |
Androidin ayaklanmasından sona kalan insanlarla ilgili bir şey. | Open Subtitles | أنها عن أخر البشر المتبقين بعد انتفاضة الآلآت. |
Böyle beklediğiniz için ayaklanma başarısız oluyor. | Open Subtitles | لا عجب انتفاضة الخاص بك هو الذهاب إلى أي مكان. |
Roma'ya karşı büyük bir ayaklanma başlatmayı planlıyorlar. | Open Subtitles | وهم يخططون لإطلاق انتفاضة كبيرة ضد روما. |
Aşağı Dünya'da ayaklanma çıktığı süsü vermişti. | Open Subtitles | جعلت الأمر يبدو وكأنه انتفاضة في العالم السفلي. |
Başka bir gezegende bir ayaklanma vardı. | Open Subtitles | كان هناك انتفاضة قرب ريجل التاسع. |
- Bu durumun şüpheli göründüğünü biliyorum, fakat ya bu gemilerin birinde bir ayaklanma olduysa? | Open Subtitles | -أنا أوافق، لربما كان فخاً -أعرف أن هذا يبدو مشبوهاً ، لكن ماذا لو كانت هناك انتفاضة على متن إحدى تلك السفن؟ |
Bu şartlarda bir ayaklanma hiç manıklı değil. | Open Subtitles | انتفاضة في هذه الظروف لا معنى له. |
Meşru müdafaaydı. Bir gün siyahlar bir isyan planladı. | Open Subtitles | "ذات يوم الزنوج خططوا لما أسموه "انتفاضة |
Birilerinin burada bir isyan planladığını söylüyor. | Open Subtitles | استناذا للبرقية ستقوم انتفاضة في كانتون |
Öncü İsyan'ın lideri. | Open Subtitles | ''إنه قائد ''انتفاضة كوكبة الراكون {\fnArabic Typesetting}.يُدعى |
Ayrıca, Soweto ayaklanması gibi olayların eski bir tarih olmadığı ve trajediyle sonlanmak zorunda olmadığını da öğrendiler. | TED | تعلموا أحداثًا مثل انتفاضة سويتو ليس تاريخًا قديمًا، وليست محتومة بأن تنتهي بمأساة |
Abrahama ayaklanması sırasında ciddi halüsinojenik kirliliğe maruz kalmış. | Open Subtitles | عانت من التلوث الهلوسي الحاد. خلال انتفاضة إبراهاما. |
Böylece Soweto ayaklanması bir trajediyle son buldu. | TED | وانتهاء انتفاضة سويتو في مأساة. |
Soweto isyanı. | Open Subtitles | اه، انتفاضة سويتو. |
İçlerinden biri Mars'taki Zook İsyanı sırasında Xan'Xie Dağları'nı gezegenin öbür ucuna taşımıştı. | Open Subtitles | على المريخ، واحد منهم نقل جبال (اكسان اكسي) لمنتصف الطريق عبر "الكوكب خلال انتفاضة "زوق |
- 1944'te Varşova ayaklanmasından sonra Hitler şehrin yerle bir edilmesini emretti. | Open Subtitles | -بعد انتفاضة (وارسو) عام 1944 ، أمر (هتلر) بهدم المدينة |