Hiçbir şey yapmadığımız halde aramızda müthiş bir çekim vardı demek istiyorum. | Open Subtitles | ذلك يعني انه كان هناك انجذاب فيما بيننا على الرغم من ذلك لم نفعل اي شيء. |
Ve diyebilirim ki o çekim halen devam ediyor. | Open Subtitles | واجرا على القول بانه لا يزال هناك انجذاب |
Fiziksel bir çekim olur da büyük bir hata yaparım diye çok korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن يكون مجرد انجذاب جسدي وحسب ويكون خطأً فادحًا |
Yeteri kadar çekim gücü yoktu çünkü bir şey hissettim ve mesafesini korumaya devam ediyordu. | Open Subtitles | لم يكن هناك انجذاب كافٍ ،لأنني شعرت بشيءٍ ما لكن كان يحفظ مسافةً بيننا |
Pekala, ilgimi çektin ve aramızda gerçek bir kimya olduğunu düşünmüştüm ta ki beni öldürmeye çalışana kadar. | Open Subtitles | حسنان انت لا تثير اهتمامي وانا من كنت أظن بوجود انجذاب بيننا قبل أن تحاولي قتلي |
Hayır, biliyorsun ki hissettiğin her ne ise kendi zihninde oluşturduğun o kişiye ait bir imgeye karşı duyduğun... bir çekimden ibaret. | Open Subtitles | لا ، انت تعرفين انه مهما يكن شعورك هو فقط في الحقيقة انجذاب نحو صورة لذلك الشخص |
İkimizin arasındaki derin, doğal bir çekim mi? | Open Subtitles | انجذاب طبيعى عميق لبعضنا البعض ؟ |
Aramızda bir çekim var, Sarah. Bunu inkar edemezsin. | Open Subtitles | يوجد انجذاب هنا يا (سارة) لا يمكنك إنكاره |
Bir çekim, bir arzu... | Open Subtitles | إنه انجذاب ،رغبة |
İkiniz arasında bir çekim olduğu çok açık. | Open Subtitles | يبدو أن هناك انجذاب ما. |
Ölçülemez ve açıklanamayan bir çekim gücü. | Open Subtitles | "انجذاب لا يُقاس بقدْرٍ ولا يُفسّر" |
Aramızda çok güçlü bir çekim vardı çok ama çok güçlü bir şey. | Open Subtitles | و وُجد انجذاب متبادلٌ شديد |
Rumple ile ben arada hep belli bir miktar çekim vardı. | Open Subtitles | (لطالما كان بيني وبين (رامبل انجذاب مِنْ نوع ما |
Ve aynı zamanda, insanlar çoğunlukla yaşadıkları yerlere yakın yerlerdeki fırsatlara bakıyor örneğin Londra'dan Melbourne değil Londra'dan Kent'e göçüyor, yani uzaktaki bir gezegenin çekim etkisi çok az oluyor. | TED | وبنفس الطريقة التي تجعل احتمال انجذاب الناس بشكل أكبر نحو الفرص القريبة من محل إقامتهم، مثل (لندن) إلى (كنت)، بدلاً من (لندن) إلى (ملبورن)، فإن تأثير جاذبية الكواكب البعيدة يكون منخفضًا جدًّا. |
Aranızda güçlü bir çekim olacak. | Open Subtitles | انجذاب قوي |
Önemli olan kimya. | Open Subtitles | ليس بالضرورة ان يعني شيئا لأنه انجذاب بينكما |
Manyetik çekimden neredeyse hiç etkilenmez. | Open Subtitles | لا يوجد أي انجذاب مغناطيسي تقريباً |