Beni kıçımdan sikmesi için eğilip ayak bileklerimi tutmam korkunç olmaz mıydı? | Open Subtitles | لن يكون هذا سيء لو انحنيت وأعطيتك مؤخرتي لتضاجعني منها؟ |
Ama ifadende, eğilip annene sarıldığını söylemişsin. Her yanı kan içindeydi. | Open Subtitles | ولكن أقوالك تنص على أنك انحنيت وعانقت والدتك التي كانت تنزف بشدة |
Genç bir kadınla yaptığım yaklaşık 20 dakikalık sohbetten sonra öne doğru Eğildim ve parmağımı bebeğinin eline değdirmeye çalıştım. | TED | قضيت حوالي 20 دقيقة من الحوار مع هذه المرأة الشابة، انحنيت إلى الأمام وحاولت وضع إصبعي في راحة يد طفلتها. |
Bana sokulunca yanına Eğildim ve onların Birleşik Arap Emirliği hükümdarları olduğunu, ülkesinin gelişimi ve birliği için uğraştıklarını anlattım. | TED | بينما انحشرت بجانبي، انحنيت وفسرت لها أن هؤلاء هم حكام الإمارات العربية المتحدة الذين عملوا بجد للإرتقاء بأمتهم والحفاظ على وحدتها. |
Niye şuradaki resimlerin önünde diz çöktüğünü merak ettik. | Open Subtitles | نحن مهتمون بالصور ، التي انحنيت على ركبتيك امامها |
Önünde eğiliyorum. | Open Subtitles | لقد انحنيت أمامك |
Çıplaktım, küvetin içine eğilmiştim ve Roy skrotumuma daldı ve küvetin içine düşüp başımı vurdum. | Open Subtitles | لم أكن مُرتدياً أيّ شيء و عندما انحنيت على الحوض وجدت (روي) يهاجمني، ثمّ سقطت داخل حوض الإستحمام و هذا ما تسبب بضرب رأسي أأنتم سعيدون الآن؟ |
Sonra selam verdim ve ona gülümsedim... | Open Subtitles | ثم انحنيت و ابتسمت كما لو أن الأمر طبيعي |
Komünyondan sonra dua edilir. Ona doğru eğilip bunu söyledim. | Open Subtitles | وبعد المناولة، يُفترض أن نصلي، انحنيت وقلت لها ذلك |
Öne eğilip, ılık, kalın, bol dövmeli kollarını tuttun ve onun cansız vücudunu sürüklemeye başladın. | Open Subtitles | ومن ثمّ انحنيت وأمسكت بذراعيه الثقيلة الموشومة وبدأت بسحب جثته الهامدة |
Beni kıçımdan sikmesi için eğilip ayak bileklerimi tutmam korkunç olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألن يكون فظيعًا إن انحنيت وأمسك كاحليّ حتى تضاجعني؟ |
Sadece ona doğru Eğildim. Eğilmekten başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | انحنيت تجاهها فحسب، هذا كل شيء |
- Sandalyeden gömleğimi almak için Eğildim, | Open Subtitles | انحنيت لالتقط قميصي من على الكرسي |
İki çocuğumla gittiğimde, sayfayı çevirdi ve bu poster alttaydı. Üzerine Eğildim ve "Aman Tanrım, buna bayıldım" dedim. Çocuklarım geriye doğru sıçradı ve "Anne bu sensin" dediler. | TED | وهذه المره كنت محاطة بطفليي وقام بقلب الصفحة وهذا الملصق تحته وعندها انحنيت للأمام وقُلت، " ياإلهي، أنا أُحب هذا الملصق،" قفز طفلييّ للوراء وقالا: " يا إلهي، ماما، إنها أنتِ." |
Sonra birdenbire onun yanıbaşında diz çökmüştüm bıçağı karnından çıkardım, kanamasını durdurmaya çalıştım ama artık iş işten geçmişti. | Open Subtitles | و فجأة، انحنيت بجانبها وانتزعتالسكينمنجسمها، وحاولتإيقافالنزيف. لكنكانقد سبقالسيفالعذل. |
Önümde diz çökerseniz, değerlerini daha rahat biçebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن... بإمكانك تقييمها إذا انحنيت بشكل جيد |
Ona yardım etmek için yaklaşıyorum, çünkü kimse ilgilenmiyor, ona eğiliyorum, çeviriyorum ve onun Eyali olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | ...أنا ذهبت لكي أساعده، وكذلك الناس انحنيت عليه (قلبته ورأيت أنه (إيالي |
Bu yüzden eğilmiştim. | Open Subtitles | لذلك انحنيت |
Sonra selam verdim ve ona gülümsedim... | Open Subtitles | ثم انحنيت و ابتسمت كما لو أن الأمر طبيعي |