Mümkün değil, yılın en yoğun zamanındayım. | Open Subtitles | أوه، لا تستطيعين عمل ذلك. انه الوقت الأشد انشغالاً لي في السَنَة |
Noel arifesi bizim için yılın en yoğun günü ve sen burada oturmuş, gizemli, uçan bir elfi kovalıyorsun! | Open Subtitles | ليلة عيد الميلاد هي الأكثر انشغالاً لنا و ها أنت تطارد قزماً سحرياً طائراً |
Yılın en yoğun gecesi. | Open Subtitles | الليلة هي أكثر الليالي انشغالاً في السنة |
Arayamayacak kadar meşgul müydün? | Open Subtitles | هل ازدادت الأمور انشغالاً على الأريكة حتّى لا تتصل ؟ |
Sizleri büyütürken, yemek, temizlik, kupon kesmek, veli toplantılarıyla dünyanın en meşgul kadınıyken artık elimde hiç bir şey kalmadı. | Open Subtitles | تحولت من كوني المرأة الأكثر انشغالاً في العالم تربيتكم, الطهو, والتنظيف... |
Düşündüğümden daha meşgul olmalısın. | Open Subtitles | لا بد انك اكثر انشغالاً مما اعتقدت |
Evet,hem de yılın en yoğun zamanlarında. | Open Subtitles | صحيح في أكثر أوقات السنة انشغالاً |
Sevgililer Günü. En yoğun gün. | Open Subtitles | إنه عيد الحب أكثر الأيام انشغالاً |
Daha az meşgul bir akıl gerek, sizinki gerek. | Open Subtitles | شخصاً أقل انشغالاً, مثلك |
Az önce Douglas'ı daha meşgul kılacağını söyledin. | Open Subtitles | الذي قلتِ للتو أنه سيجعل دوغلاس) اكثر انشغالاً) |