Suya dikkat et, o da yansıma yapar. | Open Subtitles | عليكِ أن تكوني حذرة من الماء. إنه يصنع انعكاسات |
Hiç yansıma yok. | Open Subtitles | ليس هناك من انعكاسات |
Derin sularda ilerleyip Şeytan Üçgeni'ne yaklaştıkça her yerde yansımalar oluyor. | Open Subtitles | انا اسير في قبالة المحيط الهادي في اتجاه مثلث برمودا ، هناك انعكاسات للشمس في كل مكان |
Bu arada, yayılan dalgalar masanın üstünde ilerliyor. Ve tepedeki yansımalar nedeniyle birkaç kare sonra, yansımalarin şişenin arka tarafında odaklandığını görüyoruz. | TED | وفي الوقت نفسه، تنتشر الموجات الضوئية على الطاولة وبسبب الانعكاسات في الأعلى تشاهد في الجزء الخلفي من القنينة، بعد عدة لقطات انعكاسات الأمواج الضوئية بشكل مركز. |
Arabadaki yansımalar daha güzel görünüyor. | Open Subtitles | انعكاسات على السيارة تبدو أجمل. |
Kapalı ortamlarda sinyal sadece insanı yansıtmaz. İnsanı, zemini, tavanı ve çevredeki diğer insanları yansıtır. Aynı sinyal benden ve sizden, daha sonra tavandan ve sonra zeminden yansıdığında çok karmaşık yansımalar elde edersiniz. | TED | لذا ففي البيئة الداخلية، لا ترتد الإشارات عن الشخص فحسب، بل ترتد عن الشخص، وعن الأرضية، وعن السقف، وعن الأشخاص المحيطين، وستحصل على انعكاسات مختلطة حيث تنعكس الإشارة نفسها عني وعنكم، ومن ثم عن السقف، ومن ثم عن الأرضية. |
Hapiste Bir Elmas Gözdeki yansımalar adlı bir kitap yazmış. | Open Subtitles | لقد كتب كتاب فى السجن يدعى "(انعكاسات عين (دايموند" |