Şunu söyleyebilirim ki o... gerek olmaksızın yatırıldığı tımarhaneden kurtarmaya... çalıştığım bir müvekkilim, ve bir arkadaşım. | Open Subtitles | الذى استطيع قوله انها عميلة وصديقة والتى احاول انقاذها من براثن هذا الملجاء |
Gerçekten de, karıncalar tarafından öylesine benimsenmiş ki kendi kraliçelerinin yavrularından önce onu kurtarmaya kalkışırlar. | Open Subtitles | في الواقع، يتقبّلها النمل كليّة حيث يعطوها الأوليّة في انقاذها عن صغار ملكتهم. |
Bir şey demeden onu kurtarmak için tekrar eve girdi. | Open Subtitles | -انه لم يقل شيئا -بل عاد الى البيت محاولا انقاذها |
Birkaç kar küresi bulundu, belki sen onları kurtarabilirsin. | Open Subtitles | وجدت بعض الكرات التي ربما تستطيعين انقاذها |
Ama bir şekilde her şeyin en başına dönebilirsem belki o zaman onu kurtarmayı başarabilirim. | Open Subtitles | أن أعود إلى بداية كلّ هذا فمن المحتمل ان استطيع انقاذها |
Onu kurtaramadım ama denemeye devam ettim. | Open Subtitles | لم يمكنني انقاذها ، لكن استمريت في المحاولة |
Eğer Mary Freeman bu kasetlerdeyse, hayatta olabilir ve biz de onu kurtarabiliriz. | Open Subtitles | لو ماري موجودة في الشرائط الأخري ربما تكون حية ويمكن انقاذها |
Belki de onu kurtarabilirdim... keşke daha önce kımıldayabilseydim. | Open Subtitles | ربما كنت استطعث انقاذها لو كنت اقتربت منها |
Onu kurtarmaya çalışmışlar. Ama ameliyat masasında ölmüş. | Open Subtitles | حاولوا انقاذها لكنها توفيت في غرفة العمليات |
Onu kurtarmaya çalıştıklarına dair herhangi bir iz göremiyorum. | Open Subtitles | أنا لم أراه إشارة الى اية شخص حاول انقاذها. |
Hayır, ben onu kurtarmaya çalıştım, ve kurtarabilirdim de ama bir Gelumcaedus ile kavga etmek ile meşguldüm. | Open Subtitles | كلا انا حاولت انقاذها وتحتم علي ذلك ولكني كنت مشغولا بمقاتلة الجلومكايديس |
- Kadını kurtarmaya çalışırken avukat onu da öldürdü. | Open Subtitles | وحاول مساعدتها مات لمحاولته انقاذها |
Claire'in suda olduğunu duyunca da onu kurtarmaya çalışırken boğuldun. | Open Subtitles | عتدما سمعت كلير أنها بالبحر انت غرقت وانت تحاول انقاذها! غطست بنفسي لكي لا تذهب |
Siz onu kurtarmaya çalışan kişisiniz. | Open Subtitles | -انه انت! -انت الرجل الذى حاول انقاذها, -انت- ليم |
Dünyayı seven ve onu kurtarmak için çalışan esrarengiz savaşçılar gibi biz de aynen öyle olan yeni savaşçılarız. | Open Subtitles | بأننا محاربون جدد، محاربون تقاة يحبون الأرض وحاولوا انقاذها. |
Büyücü, kız ölmeden onu kurtarmak zorundadır. | Open Subtitles | والساحر عليه انقاذها قبل أن ينتهي بها الأمر ميتة |
Sen de onu kurtarmak için zamanda tekrar tekrar yolculuk etmeye devam edersin ve ben de her seferinde tekrar tekrar kollarında ölmesini sağlarım. | Open Subtitles | ويمكنك مواصلة السفر عبر الزمن مرة أخرى وأخرى لمحاولة انقاذها وانا سواصل التأكد من انها ستموت بين ذراعيك مجدداً ومجدداً |
Bize yardım edebilirsin.Onu kurtarabilirsin. | Open Subtitles | هل يمكن أن تساعدنا هل يمكن انقاذها |
Gidersen insanların hayatlarını kurtarabilirsin! | Open Subtitles | ! اذا ذهبتِ فأن هنالك ارواح يمكنك انقاذها |
Ama onu kurtarmayı başaramadı ağlayarak aşkı gibi oda öldü ağlayarak aşkı gibi oda öldü | Open Subtitles | " لكنه لم يستطيع انقاذها وتاخر عنها " " وذرف الحب الدموع على تلك الخسارة " " وذرف الحب الدموع على تلك الخسارة " |
O öldü.kurtaramadım onu. | Open Subtitles | انها ميتة ولم استطع انقاذها |
Göz çukurunu geçici olarak açığa çıkarıp göz içi basıncı azaltabilirseniz kurtarabiliriz diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر، إذا استخدمت الطريق الصدغي للدخول إلى الحجاج وأزلت الضغط عن العين، يمكننا انقاذها. |