Tüm bu sabotajın senin başının altından çıktığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | سأفترض ان كل هذا التخريب انك انت من عمله كله |
senin tek yapman gereken listeyi kendin yazmışsın gibi göstermek. | Open Subtitles | أنت عليك فقط ان تدّعي انك انت من كتب القائمة |
Tanrım, hele senin beni fırçaladığına inanamıyorum. | Open Subtitles | عظيم, اننى لا اتخيل انك انت من تُأنبنى دوناً عن الاخرين |
Şey, aslında buna senin karar verebileceğini düşünmüyorum, Sidney. | Open Subtitles | حسنا، في الواقع لا اعتقد انك انت من يجب ان يقرر ذلك، سيدني |
Asıl kimin üzüleceğini beni dinlemediğin için ve gerçekler ortaya çıkmadığında, kulağa yanlış geliyor ama Cam ile ilgili doğruların senin söylediğin gibi çıkmayacak. | Open Subtitles | حقاً؟ اظن انك انت من سيتأسف لأنك لم تستمع لي في حين لن تظهر الحقيقة |
Aynı anlama gelirse ama gerçek ise o fareyi sen koydun sonra da beni suçladın ki korkmuş aptal kız senin kollarına koşsun. | Open Subtitles | , بذات الوسائل , بينما الحقيقه هي انك انت من وضعت ذلك الجرذ ثم القيت اللوم علي |
Bak, bu çok güzel ama bence tablolar senin olmalı. | Open Subtitles | اسمع, هذا لطيف جداً ... لكن اعتقد انك انت من عليه الإحتفاظ باللوحات. |
Ama içimden bir ses senin hayalin olabilir diyor. | Open Subtitles | ولكن اعتقد انك انت من تريد ذلك |
Tıpkı, senin dilekçede, şoförden değil ambulansın kaybolmasından şikayetçi olduğun gibi. | Open Subtitles | مثل , انك انت من تقدمت ببلاغ فقدان السياره ...وليس السائق ؟ |
Bana onu senin öldürdüğünü söylemeyeceksin herhalde. | Open Subtitles | لا تقولي لي انك انت من قتلته |
Paul, Kaitlyn Ross'u senin öldürdüğünü söylüyor. | Open Subtitles | قال باول انك انت من قتلتهم |
Ben onu senin terkettiğini sanmıştım | Open Subtitles | ظننتُ انك انت من انفصل عنها |
Bana senki senin imzanmış gibi geliyor Mike. | Open Subtitles | من موقعى، (ميك) يبدو انك انت من وقعها |