Yine de onun şanslı olduğunu düşünüyorum çünkü senin gibi bir ablaya sahip. | Open Subtitles | على كل حال اعتقد انها محظوظة لان لديها اخت كبيرة مثلك |
Her şeye burnunu sokan kayınvalidelerden birine düşmediği için Jen'in şanslı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | انا اعتقد انها محظوظة لأنها لن تحصل على احدى الحموات التى تتدخل فى الاشياء |
Ölmeden önce, ona şanslı olduğunu söyleyeceğim | Open Subtitles | قبل أن تموت، وأنا أقول لها انها محظوظة |
Bebeğini kaybetmediği için çok şanslı. | Open Subtitles | انها محظوظة لانها لم تفقد طفلها. |
Sakina senin gibi bir hayranı olduğu için çok şanslı . | Open Subtitles | هل غيرتك سكينة انها محظوظة بحبيب مثلك |
Şanslı kadın. Bence şu anda kendini pek de şanslı hissetmiyordur. | Open Subtitles | من المحتمل انها لا تَشْعرُ انها محظوظة جداً الآن |
Esmeralda'ya çok şanslı olduğunu söyle. - Niye? | Open Subtitles | اخبر ازميرالدا انها محظوظة |
Esmeralda'ya çok şanslı olduğunu söyle. - Niye? | Open Subtitles | اخبر ازميرالدا انها محظوظة |
şanslı olduğunu söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرها انها محظوظة |
Bu kadar ateşli olduğu için çok şanslı, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, انها محظوظة لانها مثيرة جداً؟ |
Buraya hemen getirildiği çok şanslı. | Open Subtitles | انها محظوظة بأنها وصلت إلى هنا بسرعة |
Sana sahip olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | حسنا، انها محظوظة جدا أنكِ تعملي لديها |
Senin gibi bir arkadaşı olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | انها محظوظة لأن لديها صديقة جيدة مثلك. |
Yine de gerçekten çok şanslı. | Open Subtitles | انها محظوظة كثيراً |
Şanslı kadın. | Open Subtitles | انها محظوظة. |