Söylendiği kadar kolay yapılamıyor. Burada olduğumu biliyorlar, birkaç dakika içince beni bulacaklar. | Open Subtitles | الامر ليس سهلاً كما يبدو, انهم يعلمون اني هنا سيجدونني في دقائق معدوده |
Ve onlar temiz enerjinin geleceklerini güçlendirmedeki gerekliliğini biliyorlar. | TED | كما انهم يعلمون أن الطاقة النقية ضرورة لإمداد مستقبلهم. |
Uzun süre idare edecek kadar yiyeceğimiz olmadığını biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون انه لايمكننا ان نبقى هنا في هذا الجو من دون مؤونه. |
Kontrol edemeyecekleri kadar güçlü olacağını biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون ان قوتك ستكون كبير ليسيطر عليها |
Ne zaman pes edeceklerini bilirler. | Open Subtitles | انهم يعلمون متى يستسلمون |
Gücünün kontrol edilemez boyutlara ulaşacağını biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون ان قوتك ستكون كبير ليسيطر عليها |
Bunu yaptığını biliyorlar ve geri dönüp duracaklar. | Open Subtitles | انهم يعلمون انها انت وسوف يستمرون بالعودة |
Ay sonuna kadar Lenny'e ödemeleri gerektiğini biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون انهم يجب ان يسددوا دينهم لليني قبل نهاية الشهر |
Bizim geldiğimizi biliyorlar. Gidelim. | Open Subtitles | حسناً, انهم يعلمون اننا قادمون دعنا نذهب |
Burada olduğumu biliyorlar. Gidebilirsin. | Open Subtitles | انهم يعلمون أنني هنا,تستطيع أن تذهب الان |
Tıp hazırlık dersleri aldığımı biliyorlar, cerrahi birliğe katıldım. | Open Subtitles | انهم يعلمون اني كنت طالبة طب فتم تعييني في الردهه الجراحية |
Donanma Bakanı'nın üzerindeki kalemi biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون بشأن القلم الذى زرعته لسكرتيره البحريه |
Restoranda olduğunu ve 10 milyon doları biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون أنك كنت فى المطعم و هم يعلمون أيضا بشأن العشره ملايين دولار |
Kızı bana senin gönderdiğini biliyorlar yani bizi bekliyor olacaklardır. | Open Subtitles | انهم يعلمون انك أرسلتها الى وسيكونون بإنتظارنا |
- Galán'ın kazandığını ve suçlu iadesini destekleyeceğini biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون ان جالان سيصبح الرئيس وهم يعلمون ايضاً انه سيدعم اتفاقيه تسليم المجرمين |
Vaazları, Kudüs'te dinlerlerse senin onları rahat bırakmayacağını biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون بأنك ستضطهدهم اذا كانوا يستمعون الى واعظ في اورشليم |
Dorneget, beni dinle. Otel tehdit altında. Orada olduğunuzu biliyorlar. | Open Subtitles | هنالك تهديد في الفندق انهم يعلمون أنك هناك |
Bu evde neler olup bittiğini biliyorlar çünkü. | Open Subtitles | انهم يعلمون مالذي كان يحدث في هذا المنزل |
Tedavi olmadığını biliyorlar ama gitmeye hazır değiller. | Open Subtitles | انهم يعلمون انه ليس هناك علاج، ولكنها ليست فقط على استعداد للذهاب. |
Ne zaman pes edeceklerini bilirler. | Open Subtitles | انهم يعلمون متى يستسلمون |