Büyük bir kent merkezinde fark edilmeden adam öldürüyor olması çok zeki olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الواقع انه يقتل في بيئة مدنية بدون ان يكشف امره يدل انه ذكي للغاية |
Sarışın ve 30'larındaki kadınları öldürüyor, ve bunu ev, ofis gibi güvende hissettikleri yerlerde yapıyor. | Open Subtitles | انه يقتل النساء,النساء الشقراوات اللاتي في الثلاثينيات و يقتلهن حيث يشعرن بالأمان في منازلهن |
Bildiğim her şeyi biliyorsun. Herif para için insanları öldürüyor. Onu durdurmalıyız, bu kadar basit. | Open Subtitles | تعرفي كل شيء افعله, انه يقتل من اجل المال, يجب ان نوقفه .. |
Heyecan için öldürmüyor, öldürüyor çünkü başka şansı olmadığına inanıyor. | Open Subtitles | انه يقتل لأنه يعتقد انه لا يوجد لديه خيار اخر لقد قتل افضل اصدقائه و والديه |
Beş metrelik mesafedeki herkesi öldürür. | Open Subtitles | انه يقتل الجميع في دائرة نصف قطرها خمسة امتار. |
O boğulma yoluyla öldürür, ve bu da sert reaksiyondan ziyade sodyum hidroksit ile... | Open Subtitles | انه يقتل عن طريق الخنق وهذا هو نتيجة ل رد فعل جذري بدلا بين هيدروكسيد الصوديوم و |
Bu adamları öldürüyor, ama onları ne soyuyor ne de taciz ediyor. | Open Subtitles | انه يقتل هؤلاء الرجال لكنه لا يسرقهم او يعتدى جنسيا عليهم |
Her ne kullanıyorsanız, insanları öldürüyor. | Open Subtitles | مهما كان الذي يستخدمه رجالك انه يقتل الناس |
Hayır. O kötü adamları öldürüyor, hükûmet yetkililerini değil. | Open Subtitles | مستحيل، انه يقتل الأشرار فقط ولايقتل المسؤولين الحكوميين |
- Yani adamlarını doğruluktan uzaklaştırmaya çalışan herkesi öldürüyor. | Open Subtitles | حتى انه يقتل أي شخص الذي يحاول أن يقود رجاله بعيدا عن الصواب. |
- Danları öldürüyor, kölelikten sağ kurtuluyor. | Open Subtitles | انه يقتل الدنماركيين انه ينجو من العبودية |
Yani büyük ihtimalle sandığımızdan uzun süredir öldürüyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني هناك احتمال قوي انه يقتل قبل ما كنا نظن بكثير |
Mahkum sıralamalarına göre, kaçakları öldürüyor. | Open Subtitles | انه يقتل الهاربين طبقا لارقامهم في السجن |
- Danları öldürüyor, kölelikten sağ kurtuluyor. | Open Subtitles | انه يقتل الدنماركيين انه ينجو من العبودية |
Tecavüz ettiği kadınların annelerini öldürüyor. | Open Subtitles | انه يقتل والدات النساء اللاتي اغتصبهن |
Sizin yazdıklarınızı kendine görev edinmiş ve bu uğurda insanları öldürüyor. | Open Subtitles | ..... لقد اخذ ما يعتقد انه السبب انه يقتل اشخاص لهذا الغرض |
Aşırıya kaçmış. Öfkeyle öldürüyor. | Open Subtitles | مبالغة جدية بالقتل انه يقتل مع حنق |
Bir polisi öldürüyor ve bizi burada rehin tutuyor. - Niçin? | Open Subtitles | لذا انه يقتل شرطى ويبقينا هنا كرهائن |
İşte. Bu, kirli fareleri öldürür, tabi temiz olanları da. | Open Subtitles | هاك, انه يقتل الجرذان وينظفها أيضاً |
Ava, o para karşılığında insanları öldürür. | Open Subtitles | ايفا انه يقتل الناس من اجل الاموال |