Ve küçük engereğin hala zehir dişi yoktu. | Open Subtitles | و فيبر الصغيرة مازالت لا تمتلك انياب |
Hala dişi ve zehiri var. | Open Subtitles | لا يزال لديهم انياب ومازال لديهم السم. |
Tüm Afrika'daki en uzun dişli fildi. | Open Subtitles | هذا القطيع له اطول انياب فى افريقيا كلها |
Tahmin edeyim. Kılıç dişli kediler falan yok. | Open Subtitles | دعني اخمن, لن يفلت احد من بين انياب النمور |
Ve önce azı dişleri büyümeye başladı, sonra taşa dönüşüp, patladı. | Open Subtitles | وظهرت لها انياب وبعد ذلك تحولت الي احجار وانفجرت. |
Vay! Bu koyunun dişleri de varmış. Güzel. | Open Subtitles | . الخراف لها انياب , جيد |
Lanet olası tuvalet anahtarı bile köpek dişi şeklindeydi. | Open Subtitles | حتى مفتاح باب الحمام كان على شكل انياب . |
Zehir dişi yoktu. | Open Subtitles | لا انياب |
"Bakın, bu bir kılıç dişli kaplan. Hadi o bizi yemeden kaçalım." | Open Subtitles | هناك نمر ذو انياب حادة لنهرب قبل ان يأكلنا |
Sivri dişli, boynuzlu... Rainer denilen kişi." | Open Subtitles | ذو انياب وقرن يطلق عليه اسم رينير |
Bilirsin simide dişleri köpek gibi geçirmek her zaman komiktir. | Open Subtitles | انياب اعواد الخبز مضحكة دائما |
Sadece sivri dişleri. | Open Subtitles | فقط انياب. |