Söylemeye çalıştığım... ben değişebiliyorsam... ve siz değişebiliyorsanız, | Open Subtitles | يقاتلان بعضهم ولكنى اعقد ان ذلك افضل من قتال عشرين مليون كل ما احاول ان اقوله ان |
Söylemeye çalıştığım şey... bunu başarmamız çok zaman almış olsa da sonunda hep birlikte olduğumuz. | Open Subtitles | ما اريد ان اقوله هو, لقد اخذ منا وقتا طويلا لنفعل هذا لكننا اخيرا معا. |
Tek söylediğim onu kovmakta acele ettiğin. | Open Subtitles | كل ما اردت ان اقوله لك هو انك تسرعت بفصله |
Eğer böyle hissediyorsan sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | اذا كان هذا هو شعورك اذا هنالك شئ يجب ان اقوله لك |
Sana söyleyeceğim bir şey var. | Open Subtitles | لدي شئ اريده ان اقوله لك |
Kesin olarak söyleyebileceğim tek şey tüm köylülerin berbat bir durumla karşı karşıya oldukları... | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكن ان اقوله ان هذه القرية تحت وضع صعب |
Sâdece bildiğim şeyin gerçek olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | كل ما استطيع ان اقوله لك ان ما اعرفه هو الحقيقة |
Bak, sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك ما يجب ان هناك شيء اريد ان اقوله لك |
Söylemeye çalıştığım şey... bunu başarmamız çok zaman almış olsa da sonunda hep birlikte olduğumuz. | Open Subtitles | ما اريد ان اقوله هو, لقد اخذ منا وقتا طويلا لنفعل هذا لكننا اخيرا معا. |
Sadece yarım yamalak. Söylemeye çalıştım, ve elime yüzüme bulaştırdım. | Open Subtitles | اقصد اني قلت لك نصفه .. حاولت ان اقوله .. و قلته بشكل سيء |
Esas olarak Bay Han, Söylemeye çalıştığım şey... iyi bir temelim var. | Open Subtitles | اذا بشكل اساسي سيد هان ما احول ان اقوله هو |
Seninle her zaman gurur duyduğumu ve her yerde böbürlendiğimi Söylemeye lüzum görmüyorum. | Open Subtitles | اسمع ان ذلك مفهوم بدون ان اقوله انني كنت فخورا بك دوما و انا اتبجح بك طوال الوقت |
- Söylemeye çalıştığım şeyi hiç dinlemiyorsun. | Open Subtitles | . انت لا تستمع لما احاول ان اقوله على الاطلاق |
Ben sana söylediğim şeyleri kendime bile söyleyemiyordum. | Open Subtitles | لقد اخبرتك بالشيء الذي اخشى ان اقوله لنفسي |
Pekala, tek söylediğim bunun önemi olmadığı. | Open Subtitles | حسناً ، انظر ، كل ما احاول ان اقوله ان هذا ليس مهماً |
Bak, çok meşgul olduğunun farkındayım ama sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | انظر, اعلم انك مشغول مجنون, لكن هناك شي احتاج ان اقوله لك. |
sana söylemem gereken bir şey var bu Abby'ye söyleyeceğim andı babasıyla pişman olduğum bir anlaşma yapmıştım ve affedilmek için yalvaracaktım fakat ona bakınca uzun bir süre sonra sahip olduğum en iyi arkadaşı kaybetme fikrinden dolayı yapamazdım evet bana ne diyecektin | Open Subtitles | هناك شي يجب ان اقوله وتلك كانت هي اللحظة التي اخبرت بها آبي انني عملت تعاقد مع والدها وانا نادمة جدا عليه |
Sana söyleyeceğim bir şey var. | Open Subtitles | لدي شئ اريد ان اقوله لك |
Ona söyleyeceğim bir şey var. | Open Subtitles | لدي شيئ يجب ان اقوله له |
Tek söyleyebileceğim, yıka, durula ve tekrarla. Yıka, durula ve tekrarla! | Open Subtitles | كل ما استطيع ان اقوله هو اشطف رغوه صابون وتكرار |
Sana tek söyleyebileceğim, şu an gayet güvendeyiz. | Open Subtitles | حسنا، كل ما يمكنني ان اقوله لك هو أنني أشعر بالأمان إلى حد ما، |
Ben onun iyi ellerde söyleyebilirim . | Open Subtitles | كل ما استطيع ان اقوله لك انه فى ايدى امينه |
Evet, söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | نعم .. في الحقيقة هناك شيء واحد احب ان اقوله |