Lütfen Judy, biraz almalısın. Dışarıda bir araba dolusu var. | Open Subtitles | ارجوك جودي يجب ان تأخذي البعض لدي حمولة سيارة بالخارج هناك |
Eve dönüp kendi doktorunu görene kadar günde 3 tane almalısın. | Open Subtitles | يجب ان تأخذي حبه واحدة ثلاث مرات في اليوم الى ان تعودي لمنزلكِ وتزوري طبيبك الخاص |
Bu hayattan ne istiyorsan almalısın. | Open Subtitles | أنت لست متزوجة يجب ان تأخذي ما تريدينه بهذه الحياة |
Hey, Eğer korkuyorsan, Benim kristalimi alabilirsin. | Open Subtitles | اذا كنت خائفة بأمكانك ان تأخذي هذه البلورة |
Ben çalışırken sen kredi kartımla yeni şeyler alabilirsin. | Open Subtitles | بينما اكون في عملي ، يمكنكِ ان تأخذي بطاقتي الإئتمانيه وشراء بعد الملابس الجديده |
Alabildiğin kadarını almalısın. | Open Subtitles | يجب ان تأخذي مايمكنكِ تحمله. |
Kan yapması için biraz vitamin almalısın. | Open Subtitles | يجب ان تأخذي بعض فيتامين (بي-12) لكي تتعافي |
O ilaçları almalısın. | Open Subtitles | يجب ان تأخذي الجرعات |
Bir dilim daha almalısın. | Open Subtitles | يجب ان تأخذي شريحه اخرى |
Hayır, sen almalısın. | Open Subtitles | لا ... ينبغي ان تأخذي هذه |
Evet, burada yıkanabilir ve elbiselerimden istediğini ödünç alabilirsin. | Open Subtitles | نعم . يمكنكِ ان تأخذي حماماً هنا ويمكنكِ إستعاره بعضاً من ثيابي |
Kendine soğuk İngiliz çöreği alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك فقط ان تأخذي فطيرة انجليزية باردة اذاً |
Ve, eğer bu seni daha iyi hissetirecekse, her zaman kolay yolu alabilirsin, ilk giden sen olabilirsin. | Open Subtitles | و ان كان ذلك يشعرك بتحسن يمكنك دائما ان تأخذي الطريق الاسهل موتي أولا |
Evet ama bir yıl izin alabilirsin ve sonra geri dönersin. | Open Subtitles | أجل و لكنك تستطيعي ان تأخذي سنة كاستراحة ثم تعودي |
Ben hazırım aşkım. Benimkini şimdi alabilirsin. | Open Subtitles | حسنا انا مستعد ياحبيبتي يمكن ان تأخذي حمضي الان |