Bree Van De Kamp hayatını daima zarafet ve saygınlıkla yaşamak istedi. | Open Subtitles | بري فان دي كامب أرادت ان تعيش حياتها دائما برقي و كياسة |
Seni seviyorum, ama her sorunla ilgili çözümün bir dağda yaşamak. | Open Subtitles | احبك , ولكن حلك لكل المشاكل هو ان تعيش في الجبال |
- yaşamak istiyorsan, çeneni kapa. | Open Subtitles | بويل, اخرجني من هذا المكان القذر اذا اردت ان تعيش اخرس يا دوك |
Birini sevmen için onunla yaşaman gerekmez. Ben seni seviyorum! | Open Subtitles | ليس ضرورياً ان تعيش مع اناس كي تحبهم انا احبك |
Bu koca yerde tek başına yaşaman israf değil mi? | Open Subtitles | أليست مضيعه ان تعيش. في هذا المكان الكبير لوحدك ؟ |
Spencer, sen de gerçekten biraz yaşamalısın. | Open Subtitles | حقا, سبنس, عليك ان تعيش قليلا اعيش قليلا? |
- yaşamalısın,tüneli kendi başıma bitiremem | Open Subtitles | يجب ان تعيش سانتهى من النفق بنفسى |
O kızın bizimle yaşaması gerekiyor. Doğru olan budur çünkü. | Open Subtitles | نحن نريد ان تعيش معنا هذا كل ما في الامر |
Yapma George, şimdi de sahilde yaşamak mı istiyorsun? | Open Subtitles | أرجوك يا، جورج الآن تريد ان تعيش على الشاطئ؟ |
Evet, bayım. 'Gay' olarak böyle küçük bir, doğru kelime budur... kasabada yaşamak zordur. | Open Subtitles | بكل حال من الصعب ان تعيش شاذا هذه هي الكلمة المناسبة للقول |
Eğer Amelie hayal dünyasında yaşamak ve içine kapalı biri olmak istiyorsa kendi bilir. | Open Subtitles | لو ان أميلي اختارت ان تعيش في احلامها و تبقى شابة منطوية |
Yalnız yaşamak ve yalnız acı çekmek istiyorsun. | Open Subtitles | انت تريد ان تعيش وحيدا وتعانى لوحدك دون مساعدة |
Ve şimdi 25'inde yaşamak yerine dileniyorsun. | Open Subtitles | والان في سن الخامسة والعشرين انت تتوسل بدل ان تعيش |
Rüyalarını kaybedersen ve birinin sana ihtiyacı olmazsa, yaşamak acı vericidir. | Open Subtitles | هل تعرف كم هو مؤلم ان تعيش بدون حلم؟ وان لا يحتاجك احد؟ |
Yabba'da sonsuza dek parasız yaşaman mümkün. | Open Subtitles | من الممكن ان تعيش للابد في يابا على هذه الحال بدون الحاجة للنقود |
Artık o geceden kalan her yansımayla yaşaman gerek. | Open Subtitles | ولان يجب ان تعيش الليله مع انعكاس ما حصل تلك الليله |
Düşüncesizce Avrupa'ya gitmektense burada Tae Yi Ryung ile ünlü bir çift olarak yaşaman daha iyi. | Open Subtitles | فإنه اامن ان تعيش هنا مع تاي يي ريونغ كزوجين نجمين |
Buradan kurtulmak, kazanmak için kendini ölü gibi hissetsen bile yaşamalısın. | Open Subtitles | من أجل البقـاء هنا, للفوز... ... عليك ان تعيش... |
Anı yaşamalısın. | Open Subtitles | ينبغي عليك ان تعيش اللحظـة يارجل |
Anı yaşamalısın bebeğim! | Open Subtitles | يجب ان تعيش في الوقت الحالي ايها الطفل |
Birinin hayatını mahvetme hakkını size kim verdi? Ona sadece hak ettiği gibi yaşaması konusunda öğüt verdim. | Open Subtitles | اقترحت عليها فقط ان تعيش حياة تناسب مستواها |
Lucy ayrıca Cate için en iyisinin benimle birlikte yaşaması olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | لوسي ايضاً تعتقد ان الأفضل لـ كيت ان تعيش معي |