ويكيبيديا

    "ان تعيش" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşamak
        
    • yaşaman
        
    • yaşamalısın
        
    • yaşaması
        
    Bree Van De Kamp hayatını daima zarafet ve saygınlıkla yaşamak istedi. Open Subtitles بري فان دي كامب أرادت ان تعيش حياتها دائما برقي و كياسة
    Seni seviyorum, ama her sorunla ilgili çözümün bir dağda yaşamak. Open Subtitles احبك , ولكن حلك لكل المشاكل هو ان تعيش في الجبال
    - yaşamak istiyorsan, çeneni kapa. Open Subtitles بويل, اخرجني من هذا المكان القذر اذا اردت ان تعيش اخرس يا دوك
    Birini sevmen için onunla yaşaman gerekmez. Ben seni seviyorum! Open Subtitles ليس ضرورياً ان تعيش مع اناس كي تحبهم انا احبك
    Bu koca yerde tek başına yaşaman israf değil mi? Open Subtitles أليست مضيعه ان تعيش. في هذا المكان الكبير لوحدك ؟
    Spencer, sen de gerçekten biraz yaşamalısın. Open Subtitles حقا, سبنس, عليك ان تعيش قليلا اعيش قليلا?
    - yaşamalısın,tüneli kendi başıma bitiremem Open Subtitles يجب ان تعيش سانتهى من النفق بنفسى
    O kızın bizimle yaşaması gerekiyor. Doğru olan budur çünkü. Open Subtitles نحن نريد ان تعيش معنا هذا كل ما في الامر
    Yapma George, şimdi de sahilde yaşamak mı istiyorsun? Open Subtitles أرجوك يا، جورج الآن تريد ان تعيش على الشاطئ؟
    Evet, bayım. 'Gay' olarak böyle küçük bir, doğru kelime budur... kasabada yaşamak zordur. Open Subtitles بكل حال من الصعب ان تعيش شاذا هذه هي الكلمة المناسبة للقول
    Eğer Amelie hayal dünyasında yaşamak ve içine kapalı biri olmak istiyorsa kendi bilir. Open Subtitles لو ان أميلي اختارت ان تعيش في احلامها و تبقى شابة منطوية
    Yalnız yaşamak ve yalnız acı çekmek istiyorsun. Open Subtitles انت تريد ان تعيش وحيدا وتعانى لوحدك دون مساعدة
    Ve şimdi 25'inde yaşamak yerine dileniyorsun. Open Subtitles والان في سن الخامسة والعشرين انت تتوسل بدل ان تعيش
    Rüyalarını kaybedersen ve birinin sana ihtiyacı olmazsa, yaşamak acı vericidir. Open Subtitles هل تعرف كم هو مؤلم ان تعيش بدون حلم؟ وان لا يحتاجك احد؟
    Yabba'da sonsuza dek parasız yaşaman mümkün. Open Subtitles من الممكن ان تعيش للابد في يابا على هذه الحال بدون الحاجة للنقود
    Artık o geceden kalan her yansımayla yaşaman gerek. Open Subtitles ولان يجب ان تعيش الليله مع انعكاس ما حصل تلك الليله
    Düşüncesizce Avrupa'ya gitmektense burada Tae Yi Ryung ile ünlü bir çift olarak yaşaman daha iyi. Open Subtitles فإنه اامن ان تعيش هنا مع تاي يي ريونغ كزوجين نجمين
    Buradan kurtulmak, kazanmak için kendini ölü gibi hissetsen bile yaşamalısın. Open Subtitles من أجل البقـاء هنا, للفوز... ... عليك ان تعيش...
    Anı yaşamalısın. Open Subtitles ينبغي عليك ان تعيش اللحظـة يارجل
    Anı yaşamalısın bebeğim! Open Subtitles يجب ان تعيش في الوقت الحالي ايها الطفل
    Birinin hayatını mahvetme hakkını size kim verdi? Ona sadece hak ettiği gibi yaşaması konusunda öğüt verdim. Open Subtitles اقترحت عليها فقط ان تعيش حياة تناسب مستواها
    Lucy ayrıca Cate için en iyisinin benimle birlikte yaşaması olduğunu düşünmüş. Open Subtitles لوسي ايضاً تعتقد ان الأفضل لـ كيت ان تعيش معي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد