Steve'in bir salağı asla işe almayacağını duymuştum o yüzden gözüm tetikteydi. | Open Subtitles | وكنت حذرت من ان ستيف لم الاستئجار اي الدمى وارجو ان بلادي على اصابع القدم |
İşin komiği Steve Rendazo gizliden gizliye beni istiyor. | Open Subtitles | الشىء المضحك هو ان ستيف وديز يريدان لقائى سريا |
Asıl nokta Steve kafayı bana taktı ve o toplantıya geri dönemem. | Open Subtitles | الفكرة ان ستيف لا يزال مغرم بي وانا لا اقدر ان ارجع للاجتماع |
Steve'in 16 dediğini biliyorum ama bu çok tehlikeli. | Open Subtitles | اعلم ان ستيف قال عندما يبلغ السادسة عشر ولكن هذا خطير للغايه |
Tuhaf olan şuydu ki Steve Jobs, Bill'in hiç bağırmadığı tek kişiydi. | Open Subtitles | ...الشيء الغريب هو ان ستيف جوبز هو الوحيد الذي لن يصرخ عليه بيل ابدا. بل لقد كان العكس |
- Senin rolünü Steve aldı sanıyordum. - Maeby'nin rolünü Steve almıştı. | Open Subtitles | - و لكن اعتقدت ان ستيف اخذ دورك ستيف بالفعل اخذ دور مايبى |
Steve ile tekrar bir araya geleceğimizi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم اعتقد ابدا ان ستيف وأنا سوف نعود معا... أو لم أكن قد بدأت تصل معك. |
Tahmin edemediğim Steve Jobs'un etrafta olması ve "Size ne diyeceğim -- Size beş yıllık özel taahhüt veriyorum eğer bu telefonu dizayn etmeme müsade ederseniz -- ve bitene kadar da görmeyeceksiniz." | TED | ما لم اتوقعه هو ان ستيف جوبس طاف وقال " تعرفون ماذا-- ساعطيكم احتكارا لمدة خمسة سنوات اذا تركتموني اصمم هذا الهاتف بسلام-- ولن تشاهدوه حتى الانتهاء من تنفيذه" |
Belki de Steve seni hatırlamaz. | Open Subtitles | من الممكن ان ستيف لن يتذكرك |
- Steve öyle düşünüyor. Ama bu doğru değil. | Open Subtitles | انا اعرف ان (ستيف) يصدق هذا و لكن هذه ليست الحقيقة |
- Steve'in buna inandığını biliyorum, ama bu doğru değil. | Open Subtitles | انا اعرف ان (ستيف) يصدق هذا و لكن هذه ليست الحقيقة |
Steve'in iyi olduğundan eminim. | Open Subtitles | - انا متاكدة ان ستيف بخير |
O zaman Steve Holt'un uğradığını söyleyin, tamam mı? | Open Subtitles | -أخبره ان (ستيف هولت) جاء إذن, حسناً؟ |
Steve söyledi. | Open Subtitles | ان "ستيف"اخبرني ايضاً |