Herşey yolunda mı diye kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | اردت فقط ان ارى ان كل شيء بخير. |
İçeri girer, Herşey yolunda mı diye kontrol eder, bir "Jaegermeister" içer ve çıkar gider. | Open Subtitles | انه يدخل ويتاكد ان كل شيء بخير, يشرب "ياجمايستر" ويغادر. |
Gözlerinizin içine bakarak her şeyin yolunda olduğunu size söyleyebilirim. | Open Subtitles | ولكن من خلال عينيك يمكنني القول ان كل شيء بخير |
Kaybolan kurbanlar aranmaya başlandıktan sonra iki aileyi kandırıp, her şeyin yolunda olduğunu sanmalarını sağladı. | Open Subtitles | قام ايضا بالتلاعب بعائلتين ليظنا ان كل شيء بخير حتى بعد الابلاغ عن انهم مفقودين |
"Herşey yolunda mı diye" mi? | Open Subtitles | "ان كل شيء بخير"? |
- her şeyin yolunda olduğunu. - her şeyin yolunda olduğunu. | Open Subtitles | ان كل شيء بخير. |