Ama artık onun sorunları var ve kadın da ilgisini kaybetti. | Open Subtitles | و لكنه لم يعد هكذا بعد,و قد فقدت اهتمامها به |
Tüm ilgisini Leonard Zelig üzerinde yoğunlaştırmak zorundadır. | Open Subtitles | كل اهتمامها يجب أن ينصب على ليونارد زيليق |
Demek bir kadın, cinselliğe olan ilgisini ifade ederse bu sadece profesyonel ayak oyunları yapıyor demektir. Hayır. | Open Subtitles | إذاً، لا يمكن أن تعبر المرأة عن اهتمامها بالجنس دون إثارة الآخرين؟ |
Meşgul bir anne başka bir şeylere ilgi duyduğunu anlayabilir. | Open Subtitles | ام مشغولة قد تجد ان اهتمامها ضروري في مكان أخر |
Doğal olarak başka ülkeler de ilgi gösterdi. | Open Subtitles | بالطبع، عبّرت بضعة بلدان أخرى عن اهتمامها |
Üçüncü çocuğumuz doğduktan sonra bana ilgisini kaybeden karımla olan evliliğimi bile geliştirdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد انها حسنت زواجي من امرأة فقدت اهتمامها بي بعد ولادة طفلها الثالث |
Marie'nin aklına giren ve onun merakını ve ilgisini uyandıran noktalardan biri radyumun dışarıya yaydığı inanılmaz miktardaki enerjiydi. | Open Subtitles | أحد الأشياء التي شغلت فكر ماري و أثارت فضولها و اهتمامها هي كمية الطاقة الكبيرة التي يطلقها الراديوم |
Bu hem çok iyi bir seyahat arkadaşı oluşunu hem de bana olan ilgisini açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يجعلها مرافقة سفر عظيمة ويفسر اهتمامها بي |
Bu, onun bu haftaki meşgalesi. Kısa sürede ilgisini kaybedecektir. | Open Subtitles | هذا هو نكهتها بالاسبوع وسوف تترك اهتمامها بذلك بسرعه |
Evet, ve kötü bakışlı barmenimiz bize ilgisini kaybetti. | Open Subtitles | ♪ أجل ، ونظرة الشر في عينيه فقدت اهتمامها بنا. |
Bu yüzden, ağabeyim her zaman onun ilgisini çekmiştir. | Open Subtitles | وكان أخي يثير اهتمامها بطبيعة الحال |
Öylesine söyledim. Ama birden ilgisini çekti. | Open Subtitles | لم أنوي شيئاً، لكنه أثار اهتمامها فجأة، |
Bayan. İlgisini çekmediğinden değil. | Open Subtitles | اهتمامها ليس الأمر أنها غير مهتمة |
Tucker'a karşı olan ilgisini de hallettim. | Open Subtitles | اهتمامها الشديد و مشكلتها مع الطفل، تم حلها! |
Eğer Lisa'nın çılgınca fikrine destek olursam ilgisini kaybedeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنّي إن دعمت فكرة (ليزا) الجنونية ستفقد اهتمامها بها |
Onun ilgisini kışkırtacak bir şey. Bir dakika! | Open Subtitles | الشّيء الذي يثير اهتمامها. |
Nora'yla ciddi bir ilişkiye girersem Rahibe Teresa'nın tüm ilgisini tek bir seksi yetime vermesi gibi olur. | Open Subtitles | لو وقعت بحب (نورا) سيكونالأمر.. وكأن الأم (تريسا) ركزت اهتمامها كله على يتيم جميل واحد |
İnsanlardan çok eşyalara ilgi duyardı. | Open Subtitles | لقد كانت دائما تهتم بالاشياء اكثر من اهتمامها بالناس |
Onun için asla yatmak istediği sıradaki erkek kadar ilgi çekici olmayacaksın. | Open Subtitles | لن تهتم بك مثل اهتمامها بالرجل التالي الذي تودّ مطارحته الغرام. |
Kurula bugün bana ayırdıkları vakit ve bu önemli medreseye gösterdikleri ilgi için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أشكر الجمعية على وقتهم اليوم و، اه، اهتمامها للهذا طبق المهم. |
Onu tanıdığımdan beri bir şeye ilgi duymamıştı. | Open Subtitles | منذ أن قابلتها لم تبدي اهتمامها بأي شئ |