Sadece iyi kalite skopolomin israfı. Kimse kımıldamasın. | Open Subtitles | مجرد اهدار للسكوبولامين لا احد منكم يتحرك |
- Öğrencilerin güvenliği kaynak israfı mı? | Open Subtitles | ان هذا اهدار للموارد امن طالباتك مضيعة للموارد ؟ |
Sadece eski moda bir hükümet israfı olabilir. | Open Subtitles | قد يكون فقط اهدار نفقة حكومي عتيق الطراز |
Güzelim takımı ziyan edersek yazık olur. | Open Subtitles | أجل، اهدار ملابس جيدة أمر مؤسف. |
Bütün bu kekin ziyan olması yazık olur. | Open Subtitles | سيكون من العار اهدار كل هذا الكعك |
Zamanımızı trafikte bekleyerek, gişelerde durarak, ya da park etme yeri arayarak israf etmek istemeyiz. | TED | لا نريد اهدار وقتنا جالسين في الزحام، أو في مقصورات كبيرة او البحث عن مكان للوقوف |
Bugün ortalama bir Amerikalı her yıl yaklaşık bir haftasını sıkışık trafikte geçiriyor. Bu çok büyük bir zaman ve kaynak kaybı. | TED | اليوم المتوسط الامريكي هو حوالي اسبوع من كل عام يضيع في الاختناقات المرورية وذلك اهدار عظيم للوقت والموارد |
Vergi geliri israfı açıkçası. | Open Subtitles | إنها اهدار لاموال دافعى الضرائب, صدقاً |
Para israfı. | Open Subtitles | انها اهدار للنقود |
Kumaş israfı. | Open Subtitles | اهدار للقماش! |
Tüm gün ziyan oldu, desene. | Open Subtitles | هذا اهدار ليوم كامل |
Değerli sıcak suyu ziyan etmek demek. | Open Subtitles | انه اهدار لماء حار ثمين |
- Bir biranın ziyan olması gerekirdi. | Open Subtitles | -كان هذا سيكون اهدار للبيرة |
Yeteneğimi ziyan ediyorsunuz resmen. | Open Subtitles | اُحمّل! هذا اهدار لقدرتي. |
Tanrı gelişen insanlarla, israf sayılanları birbirinden ayırmıştır. | Open Subtitles | يجب أن يفعل المرء شيئا بدلا من اهدار حياته |
Şu an çoğu israf ve onu korumak için gerekli teknoloji onu kullandığımızdan hızlı gelişiyor. | TED | يتم اهدار كميات كبيرة من الكهرباء الآن و التقنيات المخصصة لتوفير الطاقة الكهربائية تستمر في التطور بشكل أسرع من وقت تركيبها |
O zaman bir fincan çay size çok iyi gelir. Bu zaman kaybı. | Open Subtitles | حسناً, ان قدراً من الشاي سيفيدك للغاية هذا اهدار للوقت |