Yanlış anlaşılma olmaması için... burada oluşumuzun nedenini sana açıklayayım. | Open Subtitles | لذا نحن لم نأتى بأفدامنا للمكان الخطأ دعنى اوضح لك لماذا نحن هنا |
Bakın, olabildiği kadar açık konuşmaya çalıştım size çocuklar, tamam mı? | Open Subtitles | انظر, لقد حاولت ان اوضح لك بأبسط طريقة ممكنه استطيع عملها, حسناً؟ |
- Judy, bekle! Lütfen, Açıklamama izin ver. - Bu her şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | جودي انتظري ارجوك دعيني اوضح هذا سيحتاج بعض التوضيح |
Birazdan John'dan edindiğim bilgileri FBI' dan Jeff'in yürüttüğü soruşturmanın çok değerli detaylarını açıklamak üzereydim. | Open Subtitles | كنت فقط للتو اريد ان اوضح ان جون من الاف بي آي سيكون مصدرا غير قيم لتحقيقات جيف الجارية |
Nasıl bir şey istediğimizi daha iyi anlayabilmen için sana şöyle anlatayım, Lou: | Open Subtitles | اوضح طريقة لاوضح لك الأمر الواقعية يا لو الصورة الصحيحة لما نريد بثة |
Bay Friendly, liman sendikasının doklarında hakimiyetini sürdürmek için Joey Doyle'un öldürülmesinin kesinlikle şart olduğunu açıkça belirtti mi? | Open Subtitles | ايمكنك ان تقول ان السيد فرندلى اوضح لك انه كان من الضرورى قتل جوى دويل لكى يحافظ على تحكمه |
Liman park yerinden katilin daha net bir görüntüsünü almaya çalışıyorum yakındaki trafik kameralarının görüntülerini arıyorum. | Open Subtitles | مالذي تلاحقه الآن؟ أحاول الحصول على صوره اوضح للسياره التي استخدمها القاتل من مواقف السيارات |
- O halde, ben doğru anlamış mıyım sizin himayenizdeki bu kız, bu melez kız... | Open Subtitles | إذا دعوني اوضح مافهمت ... إبنتك المهجنة ... |
Dur da sana söyleyeyim, bir hainin neye benzediğini bilirim. | Open Subtitles | الآن، دعيني اوضح لك أنا أعرف كيف يتصرف الخائن مفهوم؟ |
Yanlış anlaşılma olmaması için... burada oluşumuzun nedenini sana açıklayayım. | Open Subtitles | لذا نحن لم نأتى بأقدامنا للمكان الخطأ دعنى اوضح لك لماذا نحن هنا |
Uzun hikaye Tom. Bir kısmını açıklayayım. | Open Subtitles | انها قصه طويله توم دعني اوضح لك بعضاً منها |
Her neyse, bir kez daha açıklayayım. | Open Subtitles | -على اية حال,دعنى اوضح لك الامر مرة اخرى |
açık olacak olursam, Peter Florrick'i desteklememin bununla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | اريد ان اوضح الامور ذلك لا علاقة له بدعمي لبيتر فلوريك بالدرجة الاولى |
Hatta Yüksek Mahkeme'nin Holder'ın İnsancıl Hukuk Projesi'ne karşı davasında bu çok açık bir şekilde şöyle belirtilmiştir. | Open Subtitles | في الواقع ان قرار المحكمه العليا اوضح الامر |
Açıklamama izin ver! Sana ödeyecektim! Annem hastalandı. | Open Subtitles | دعني اوضح لك، كنت سأدفع لك كانت والدتي مريضة |
Tamam, bekle bekle. Açıklamama izin ver. | Open Subtitles | ،حسناً ، انتظري دعيني اوضح لكِ |
Bir şey açıklamak istiyorum. Beyin özürlü değilim. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ اوضح شىء أنا لَستُ قويَ |
Bak, Bay Avnet sana bir içki alayım ve olayı anlatayım. | Open Subtitles | اسمع سيد افنت دعنى اشترى لك شراب ولربما يمكننى أن اوضح لك الأمر |
Bu noktanın açıkça konuşulmasını istedim, Bay Keane. | Open Subtitles | كنت متلهفا ان اوضح هذه النقطة يا سيد كين |
Bak, biraz net konuşalım. | Open Subtitles | يبدوا من صوتك اني قد سرقت شي منك انظر دعنا اوضح لك الامور |
Bakalım anlamış mıyım. | Open Subtitles | لذا، دعني اوضح هذا. |
Dur da sana söyleyeyim, bir hainin neye benzedigini bilirim. | Open Subtitles | الآن، دعيني اوضح لك أنا أعرف كيف يتصرف الخائن مفهوم؟ |
Shane bunu sana izah etmiştim, kariyerim benim için çok önemli. | Open Subtitles | "Shane ، سبق لي ان اوضح لكم هذا ،" حياتي المهنيه المهم حقا بالنسبة لي الآن |
Bay Harvey her şeyi açıkladı. | Open Subtitles | السيد هارفي وقد اوضح كل شي? جيد. |
Bu işi daha ileriye götürmeden önce ajan durumu açıklığa kavuşturalım istiyorum. | Open Subtitles | قبل ان نستمر في هذا صاحب البدلة علي ان اوضح الإمور هنا |
Sana bunu açıklamam gerekecek. | Open Subtitles | لكن يجب أن اوضح لك هذا لإنك بشكل واضح لم تفهم |
Ona iyilik dilemek ve bunu elimden geldiğince iyi ifade etmek isterim. | Open Subtitles | اتمنى لها كل الخير و اريد ان اوضح هذا بكل ما استطيع |
Ve açıklık getirmeme izin verin, o isim kazanıldı. | Open Subtitles | و دعونى اوضح لكم لقد استحققت هذه التسمية |