Ethel Merman bugün Rus radarlarını bozma testi yaptı. | Open Subtitles | ايثيل ميرمان يستخدم اختبار للتشويش على الرادار الروسى |
Eminim sana birkaç dakika müsaade ederler o yüzden dışarı gel ve benimle konuş yoksa bağıra bağıra Ethel Merman söylemeye başlarım. | Open Subtitles | انا واثقة ان بأمكانهم الاستغناء عنك لدقائق قليلة لذا تعالى للتحدث معى او سأبدأ بغناء ايثيل مارمن |
Bornozumu giydim, Ethel Kennedy hakkında bir belgesel izledim. | Open Subtitles | وكنت ارتدي منشفه وشاهدت فيلم وثائقي عن ايثيل كينيدي |
Bir de sana zahmet biz Brick'le şipşak yaparken Ethel'a göz kulak olabilir misin? | Open Subtitles | و ايضا هل يمكنك ان تهتمى ب ايثيل لمده قصيره جدا جدا حتى نتسلل سريعا و نمارس علاقه |
Eşel'in yatak odasında zulaladığı birkaç şişe şarabı vardı. | Open Subtitles | الجدة (ايثيل) كان لديها نبيذ مُخبأ في غرفتها |
Bu sopaların açılışını alelade birisiyle değil, Ethel Kennedy'le yapacağım. | Open Subtitles | سأفتتح بهم هذا الأسبوع "بدون أحد غير "ايثيل كيندي |
Ethel, müşterilerin nereden? | Open Subtitles | ايثيل , أين زبونك هذه الأيام ؟ |
Ethel Merman'ın oynadığı Gypsy'nle değiştireceğim. | Open Subtitles | مع "هافري فيريستين" مقابل " الخجر" مع "ايثيل ميرمان" |
- Ethel, biraz çaya ne dersin? - Memnuniyetle, efendim. | Open Subtitles | -حسناً (ايثيل) ماذا لو أحضرتى لنا الشاي ؟ |
Artık senin. Ve işte... hayır, bu Ethel'in. Beaky, işte sana küçük bir hediye. | Open Subtitles | هذه ، لـ (ايثيل) (بيكي) الآن هدية بسيطة لك |
Bakın, Ethel işi bitirmiş. Kutlamaya ne dersiniz? | Open Subtitles | انظر (ايثيل) أعدت المشروبات ماذا عن الاحتفال ؟ |
Johnnie, kapıyı kilitliyorsun. Ya Ethel? | Open Subtitles | (جوني) أنت تغلق بالمزلاج ماذا عن (ايثيل ؟ |
Aşağıya koşup Ethel'e akşam yemeği için bir şeyler ayarlamasını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب حالاً وأخبر (ايثيل) أن تعد لكِ شيئاً للعشاء |
İyi geceler, Ethel. | Open Subtitles | ليلة سعيدة يا ايثيل |
Senin yardıma ihtiyacın yok, Ethel... ama arabana kadar sana eşlik etmek benim için bir onurdur. | Open Subtitles | (أنت لا تحتاجين أي مساعدة يا (ايثيل ولكن سيكون من دواعي سروري أن أرافقك لسيارتك |
Lucy and Ethel bu çanta için ölebilirlerdi | Open Subtitles | لوسي) و(ايثيل) ربما) يموتون من اجل تلك الحقيبه |
Belki de en kötüsü, Elsa'nın uşaklığını yapan bu cehennemî ahırda düzen ve nizamı sağlamada pek bir başarılı olan, Ethel adındaki sakallı bir kadın. | Open Subtitles | ربما أسوء من فيهم امرأة (عندها لِحية تُدعى (ايثيل إنها من تساعد(إلسا) هنا وهيمنتضعالقوانينفي هذا المكان العفِن |
Ethel, gözlerini kapa. | Open Subtitles | اوه ايثيل اغلقى عينيكى |
O'nu çalışma odasına geçir, olur mu? Ethel, lütfen. | Open Subtitles | أدخليه لحجرة المكتب من فضلك (ايثيل) |
Merhaba, Ethel. Yine mi geldin? | Open Subtitles | مرحباً (ايثيل) أنتِ هنا مرة أخرى ؟ |
Eşel'in torunu gibi davranmak zaten büyük sorumsuzluktu ama sonra yaptığım şey gerçekten büyük delilikti ve kendimi hiç affetmedim. | Open Subtitles | لعب دور الحفيد مع الجدة (ايثيل) كان حماقة و لكن مافعلته لاحقا كان جنوناً بمعنى الكلمة ولم أسامح نفسي منذ ذلك الوقت |