| Elliot burda aklımı kaçırmamı engelleyen tek şey. | Open Subtitles | ايليوت هي الشئ الوحيد الذي لم يجعلني افقد عقلي |
| Elliot Damien, Gary Fine ve Robert Walker'dan muhtelif tablolar ve çizimler demek. | Open Subtitles | ورسومات من ايليوت , داميان , جاري فاين , روبرت والكر |
| - Evet, bu işi öne alabiliriz. Elliot'u falan da görevlendirebilirim. | Open Subtitles | او سأجعل ايليوت يتولى امرها او شئ من هذا القبيل. |
| Sadece Eliot larla ilgili endişelenmemem gerektiğini söyle. | Open Subtitles | فقط اخبريني بأنه لا ينبغي علي أن اقلق حيال عائلة ايليوت |
| Elliott sen eve gelene kadar uyumayacağım benim için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | ايليوت لن انام حتى تصل الى المنزل لا عليك ان تقلق بشأني |
| Bayan Elliot, saat 3:45 civarı Zooss arabasını çağırdı. | Open Subtitles | لذا الانسة ايليوت استدعت سيارة من زووس لتوصلها في حوالي 3: 45 |
| Buna göre, Phoebe Elliot'un dava için ifadesine başvurulmuş. | Open Subtitles | بناءاً على هذا، فيبي ايليوت شهدت للنيابة العامة |
| O zaman Phoebe Elliot vakasındaki kanıtları başka bir merkezde tekrar test etmemiz sizin için sıkıntı olmaz? | Open Subtitles | اذن انت لن تمانعي اعادة فحص جميع الادلة في قضية فيبي ايليوت في مؤسسة اخرى؟ |
| Ama sonra, birkaç hafta öne Phoebe Elliot sizinle iletişim kurdu. | Open Subtitles | لكن لاحقاً، قبل عدة اسابيع فيبي ايليوت اتصل بكِ |
| Karınızdan, galerideki soygun Marissa Kagan ve Phoebe Elliot cinayetleri için yazılı itiraf aldık. | Open Subtitles | لدينا اعتراف موقع من زوجتكِ تعترف بالسطو على المعرض وجرائم قتل ماريسا كيجان و فيبي ايليوت |
| - Evet, cuma olur. Counterbalance'daki Elliot Bay Kuleleri'nde oturuyorum. 7 nasıl? | Open Subtitles | حسنا انا اعيش في برج ايليوت .. |
| Kevin Elliot, işadamı altı çocuk babası. | Open Subtitles | كيفين ايليوت رجل اعمال اب لستة ابناء |
| Sıklıkla Elliot'u düşünüyordum. Epey sık. | Open Subtitles | كنت افكر كثيرا في ايليوت كثير جدا |
| Elliot'ın kaçmasına neden olacak ne söyledin? | Open Subtitles | ماذا قلت لـ " ايليوت " حتى جعلتها تذهب هكذا ؟ |
| Ana hedef Jason Elliot olabilir. | Open Subtitles | نظن ان جيسون ايليوت قد يكون هو الهدف |
| Özür dilerim bay Eliot, en ve oğluma Salem'de... eşlik edemezsiniz. | Open Subtitles | اسفه سيد ايليوت انك لن تصحبنا انا وولدى الى سالم |
| - Kısaltmaya, kontrol etmeye, durdurmaya - T. S. Eliot? | Open Subtitles | تقلصها ,سيطرتها,وتوقفها ايليوت ؟ |
| Ben Du Marier'e bayılırım ve sen de T.S. Eliot için özlem duyuyorsun. | Open Subtitles | "حسنا . انا احب "دي مورير "وأشتياقك ل "تي اس ايليوت |
| Ama Elliott Chicago'da bir konferansa gidiyor. | Open Subtitles | لكن ايليوت سيذهب الى منتدى في شيكاقو |
| Elliott, seni seviyorum ama oyalandığını biliyorum. | Open Subtitles | ايليوت انا احبك لكنني اعلم بأنك تماطل |
| Elliott, değilsin. | Open Subtitles | ايليوت لست بمسؤل |
| Elliotlar resepsiyon öncesinde yer almayacaklarmış | Open Subtitles | اتصلت اوليفيا عائلة ايليوت لن يحضرون ما قبل الاستقبال |