Elimde bir ölü ve kanatlı bir olay yeri var. | Open Subtitles | ذلك سيتطلب الكثير من الشريط لدي جثة رجل ميت ومسرح جريمة بأجنحة |
Sabit kanatlı uçuşta irtifa rekoru yaklaşık 26 bin metre, efendim. | Open Subtitles | الرقم القياسي لأقصى ارتفاع طيران بأجنحة ثابتة هو 85 ألف قدم ، يا سيدي |
Yani tanıştıklarımın çoğu kanatlı serserilerdi. | Open Subtitles | أعني معظم الذين قابلتهم كانوا أوغاداً بأجنحة |
Çok yüksek bir uçurumdan uçağı ile atlayan kanatlarını çırpan ve kanatları çırpan adamlar ve rüzgar yüzlerine vurmakta ve bu zavallı aptal uçtuğunu sanırken ama aslında serbest düşmededir [Ray Anderson | Open Subtitles | الرجل الذي حاول الاقلاع من منحدر شاهق بطائرتة بأجنحة ترفرف والرجال ترفرف بالأجنحة |
Dee, hangi akla hizmet dev kanatları olan bir kostüm giydin? | Open Subtitles | ديي، لماذا بأسم الله ترتدين بدلة بأجنحة عملاقة؟ |
Ben İsa'yı devasa kartal kanatlarla hayal etmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن أتخيل سيدي المسيح كنسر عملاق بأجنحة |
İçine canlı bir güvercin koyuyorsun ve tabak kuş kanatlarıyla doluyor. | Open Subtitles | تضع حمامة حية داخلها وبعد ذلك لا دي دا دي دا صحن ملئ بأجنحة الطيور |
Gürültülü şeyler, ışıklı şeyler, kanatlı şeyler. | Open Subtitles | أشياءٌ صاخبةٌ, وأشياءٌ بأضواء وأشياءٌ بأجنحة |
Demek istediğim, uçağımız kanatlı bir eczaneydi. | Open Subtitles | أن الطائرة كانت عبارة عن صيدلية و لكن بأجنحة |
Demek istediğim, uçağımız kanatlı bir eczaneydi. | Open Subtitles | أن الطيارة كانت عبارة عن صيدلية و لكن بأجنحة |
Bir heykel yaptırmıştık, kanatlı ve gülümseyen bir tanrı heykeli. | Open Subtitles | كان لدينا تمثال مصنوع، ملاك صغير مبتسم بأجنحة. |
O düşünce Kuran' nazilinden 300 yıl sonra ortaya çıktı. Ve çoğu İslam alimi, bulutların üstünde oturup arp çalan kanatlı insanlar fikrini onunla eşdeğer görüyor. | TED | وجاءت هذه الفكرة لاحقا، قبل 300 سنة فقط، وأغلب علماء المسلمين يرونها كمثيلٍ لناس بأجنحة جالسون على السحب ويعزفون القيثارات. |
Eğer insanların uçması gerekseydi, kanatlı doğarlardı. | Open Subtitles | لو كان الأنسان يريد الطيران لولد بأجنحة |
- Bu uçak değil, bu kanatlı bir kano! | Open Subtitles | هذه ليست طائرة إنه زورق بأجنحة |
Şuna bakın! Jepner, kanatlı ayakkabılarıyla diğer potaya uçuyor! | Open Subtitles | أنظروا له ,هيا "جيبنر" بأجنحة على حذائة ,ينتقل للضفة الاخرى |
O ışığın içinde, beyaz kanatları olan çok güzel genç bir adam gördüm. | Open Subtitles | في هذا الضوء، رأيت شابًا جملًا بأجنحة بيضاء. |
Kırılgan bir meleksin, Rüyalar Kitabı'nın... sayfalarından kanatları olan. | Open Subtitles | ملاك ضعيف بأجنحة من ورق من كتاب الأحلام |
Ama sonra gökyüzünden yanan kanatları ile düşen bir adam gördüm. | Open Subtitles | لكن أن ترى فعلاً رجلاً بأجنحة محروقة يسقط من السماء... . |
# Git kuzeye, Ayaklarındaki kanatlarla git kuzeye # | Open Subtitles | ♪ اذهب شمالا , اذهب شمالا ♪ ♪ بأجنحة علي قدميك ♪ |
Aşkın hafif kanatlarıyla aştım duvarları. | Open Subtitles | بأجنحة الحب الخفيفة تسلقت هذه الاسوار |
Üç ay Sheldon'la Kuzey Kutbu'nda yaşadıktan sonra bir sonraki hayatımda hava filosu olan büyük penisli bir milyarder olurum. | Open Subtitles | فثلاثة أشهر في القطب الشمالي مع شيلدون تجعلني أولد من جديد بيليونيرا و بأجنحة |