Bu leoparlar, insanların şehirlere çok sayıda getirdiği evcil hayvanları avlamayı tercih ediyor. | Open Subtitles | هذه الفهود تفضّل إصطياد الحيوانات الأليفة التي يجلبها الإنسان إلى المدن بأعداد كثيرة |
Çok sayıda Oklahomalı daha iyi bir gelecek için California'ya gidiyor. | TED | حيث ينتقل سكان أوكلاهوما إلى كاليفورنيا بأعداد كبيرة من أجل مستقبل أفضل. |
İnsanlar genetik çalışmalara rekor sayıda katkıda bulunuyor. Bilim insanları ilerlemeyi hızlandırmak için birbiriyle data paylaşımında bulunuyorlar. | TED | يساهم الناس في الدراسات الجينية بأعداد قياسية، والعلماء حول العالم يشاركون البيانات مع بعضهم البعض لتسريع التقدم. |
Her yandan kuşatılmıştık, sayıca üstünlerdi. | Open Subtitles | كنا محاصرين من كل الجوانب بأعداد اكثر مننا |
Bazı araştırmalar da büyük sayılarda bulunmaları imkansız olan çok özel katılımcılara ihtiyaç duyabilir. | TED | وتحتاج بعض الأبحاث إلى مشاركين محددين جدًا ممن قد لا يمكن الاستعانة بهم بأعداد كبيرة. |
Bu büyük sayılarla bir alıştırma. Denemenizi istiyorum. | Open Subtitles | هذا تمرين بأعداد كبيرة أريدكم أن تجربوها |
Geri çekilip ve sonra taze güç alarak hazırlıksız olan düşmana saldırmak. | Open Subtitles | -الانسحاب والعوده بأعداد اعظم لسحق العدو الواثق من انتصاره. |
Bu dönemlerde toplanan avcılar şaşırtıcı rakamlara ulaşırlar. | Open Subtitles | في مثل هذه الأوقات، تتجمع أنواع المفترسات بأعداد هائلة. |
Japan arabaları orada rekor sayıda satıyor. | TED | السيارات اليابانية تباع بأعداد قياسية هناك. |
Bir koloni şeklinde davranıyorlar, hepsi birbiriyle ilişki halinde. Bir böcek kolonisi modellendi ve pek çok sayıda da yapılabilir. | TED | وهي تتصرف كسرب والتي ترتبط ببعضها البعض ، وقد صممت على شكل سرب من الحشرات ، ومن الممكن تجميعها بأعداد ضخمة جداً. |
Çekirdek çökmeye başladığı zaman çok sayıda nötrino üretiliyor. | TED | إذن يتم إنتاج النيوتريونات بأعداد كبيرة بمجرد انهيار النواة. |
Çok sayıda gemi inşa edilmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لابد من الأسراع فى تصميمها وإنتاجها بأعداد هائله |
Sağanak bir yağmurla çok sayıda çekirge yumurtadan çıkınca bir araya toplanırlar. | Open Subtitles | عندما الامطار الغزيزة تفقسهم بأعداد كبيرة |
Onlar da babalarının gücünü Harun'un oğullarına pay etti, böylece artan sayıda kurban ve iman ayini için... yeterli sayıda yüce rahibi oldu. | Open Subtitles | اشترك مع أبناء هارون اكتمال قوة اباهم لتوفير كهنة قيمين بأعداد وافرة بتزايد طقوس التضحيه والعبادة |
Çok fazla sayıda gelir ve okyanuslardaki en verimli besin zincirlerinden birini oluştururlar. | Open Subtitles | تأتي هذه الأسماك بأعداد ضخمة لتبدأ أكبر سلسلة غذائية في المحيطات |
Her yandan kuşatılmıştık, sayıca üstünlerdi. | Open Subtitles | كنا محاصرين من كل الجوانب بأعداد اكثر مننا |
Şehir surlarının ötesinde balıkçılar ve yandaşları sayıca ve özgüvence büyüyorlar. | Open Subtitles | الصياد و اتباعه يتزايدون بأعداد كبيرة وبثقة خارج أسوار المدينة |
Majesteleri, şu anda aldığım bir bilgiye göre asiler sayıca ezici bir üstünlükle Pontefract şehrine girmişler bile. | Open Subtitles | جلالتك،لقد تم إخباري أن الثوار دخلوا مدينه "بونتيرفاكت" بأعداد ضخمه |
Bu gezegende Fremenlerin çok büyük sayılarda mevcut olduğuna dair inanılmaz bir sırrın saklandığından kuşkulanıyorum. | Open Subtitles | اشك فى سر لا يصدق هنا على هذا الكوكب ان الفريمين موجودون بأعداد لا تصدق |
O zaman aslanlar, ayılar, leoparlar, kurtlar, tilkiler hayal edin... kalabalık sayılarda. | Open Subtitles | لذا عليكم تخيل الأسود، الدببه، النمور الذئاب، الثعالب بأعداد كبيرة جداً |
Yani, kitabında açıklanan kurallara göre yeni nesnelerle işlem yapabilirsiniz, belirli sayılarla bağlantıyı geçici olarak terk edersiniz. | Open Subtitles | لذا تهمل مؤقتاً هذه الرابطة بأعداد محدّدة وتتعامل مع الأشياء الجديدة طبقا للقواعد التي يشرحها كتابه |
Hayır! Daha fazla savaşçı alarak geri dönmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | -لا, اني انوي الرجوع بأعداد اعظم. |
Bu dövüşte büyük rakamlara ihtiyacı var yoksa her şeyi kaybeder. | Open Subtitles | انه يحتاج بأعداد كبيرة في هذه المعركة أو أنه يفقد كل شيء. |
Sahile dönersek, somon sonunda sayıları çok olarak geldi. | Open Subtitles | بالعودة للشاطئ لقد وصلت أسماك السلمون أخيرًا بأعداد كبيرة |