Teyzem, büyükbabam, babam için her zaman iki cenaze töreni düzenledik: biri bedenleri için ve bundan yıllar önce de öteki, rüyaları için. | TED | من أجل عمتي، جدي، أبي، عقدنا دائما جنازتين واحدة لأجسادهم ولكن قبلها بأعوام واحدة لأحلامهم. |
Ressamın, hayal kırıklığı olmadığını yıllar önce öğrendim. | Open Subtitles | كان هذا قبل إدراكي أن كلمة فنان لا تعني الفشل بأعوام |
Filmin kahramanı bir sabah, yıllar önce intihar ederek ölmüş olan karısını bulur. | Open Subtitles | وجد بطل الفيلم أمامه ذات صباح زوجته المتوفاة التي انتحرت قبلها بأعوام |
İleri görüşlü bir düşünce ama gerçek olması zor. Hücre yenileme teknolojisinin gerçekleşmesi yıllar sonra olacak. | Open Subtitles | تفكير مستقبلي، لكنه صعب التحقيق تكنولوجيا صناعة الخلايا بعيدة عنا بأعوام |
Genlerimize işlemiş olan program, dışa vurduğumuz tepkiler tarafından yıllar boyudur sessizce gelişiyor. | Open Subtitles | مبرمج في حامضكِ الوراثي، معدلًا بأعوام من قبل العديد من المحفزات الخارجية |
yıllar sonra, o çamur barakada sıkışmış çocuk büyüyüp roketin ucundaki dar bir kapsülde dış uzaya fırlatılan, içimizden bu gezegeni fiziken terk eden ilk kişi olmak için gönüllü olacaktı. | TED | وبعد ذلك بأعوام ، كبر ذلك الولد من كوخ الطين الضيق ليصبح الرجل في تلك الكبسولة الضيقة على طرف صاروخ حيث تطوع ليتم اطلاقه للفضاء الخارجي أول واحد منا غادر بالفعل هذا الكوكب |
Gannicus'u benden uzun yıllar öncesinden tanıyorsun. | Open Subtitles | -أنت تعرف (غانيكوس) قبل وصولي بأعوام .. |
Michael Burry, sistemin çökeceğini yıllar önceden nasıI bildiğini öğrenmek isteyenlere bunu anlatmak için devlet ile pek çok kez iletişime geçti. | Open Subtitles | أتصل (مايكل بيري) بالحكومة كثيراً ليرى إن كان هناك أيّ أحد يريد مقابلته ليعرف كيف النظام تعرض للانهيار بأعوام قبل أن يعلم أيّ أحد. |
Geleceğe doğru geçen yıllar, on yıllar. | Open Subtitles | بأعوام وقرون في المستقبل" |
O olaydan yıllar önce Tessa'yı bırakmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت الإنفصال عن (تيسا) قبل ذلك بأعوام |