ويكيبيديا

    "بأقوى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sert
        
    • en güçlü
        
    Yukarıdaki sivri bıçaklar arasında kafanız kesilecek kadar sert çekilebilir. Open Subtitles يمكن أن يصير ضيق لدرجة إنه يقطع بأقوى شفرات الحلاقة
    Tom Friedman bu parçayı balyozla elinden geldiği kadar sert vuruşlarla parçalamaya çalıştı ancak bir çizik bile olmadı. TED في الحقيقة, قام توم فريدمان بضربها بمطرقة ثقيلة بأقوى ما يستطيع و لم يخدشها حتى.
    Babama bir not yazıyorum, son derece sert şekilde protesto... Open Subtitles أكتب ملاحظه لوالدى ، أعترض فيها بأقوى الكلمات
    Haydi, yakışıklı adam, mideme atabileceğin en güçlü şekilde yumruk at. Open Subtitles هيا، أيها الرجل الذكي إضربني في معدتي بأقوى ما عندك مهلاً أيها الجميع
    Dünyadaki en güçlü beyin sizinki Profesör ama zihnin de bir dayanma sınırı var, bir yerden sonra film kopar. Open Subtitles إنك تحظى بأقوى عقل في العالم، أيها البروفيسور... لكن العقل يمكنه فقط أن يمتد إلى حد معين قبل أن يتلف.
    Dalga geçmeyi bırakıp olabildiğince sert vurur musun? Open Subtitles هلا تكف عن المراوغة و تضرب يدي بأقوى ما تستطيع؟ هيا
    Frizbileri birbirimize en sert şekilde atıp ilk kim pes edecek bakalım. Open Subtitles انه مقياس للإتزان التوازن و الوقوف الجيد فلنرمي الصحون الطائرة بإتجاه بعضنا بأقوى ما يمكننا
    Oraya çıkıp, topa elimden geldiği kadar sert vuracağım. Open Subtitles سأخرج الى هناك و ألوح بأقوى ما أقدر عليه
    Topukluyla oraya sert bir şekilde vur, tamam mı? Open Subtitles أريدكِ أن تركلي تلك النقطة بأقوى ما يُمكنكِ باستخدام الكعب، حسنًا؟
    Bana uzandığında, parmaklarını yapabildiğim kadar sert bir şekilde büktüm. Open Subtitles بمد يده إلي, قمت بلَوي أصابعه للخلف بأقوى مااستطعت.
    Bu da onlara daha sert bir karşılık vermemiz gerektiği anlamını taşıyor. Open Subtitles وكل هذا يعني أن علينا أن نرد عليهم بأقوى
    Eğlenebildiğim kadar eğlendim burada sıkışıp kalmışken oynayabildiğim kadar sert oynadım burada sıkışıp kalmışken olabildiğince çok hatunla yattım, burada sıkışıp kalmışken. Open Subtitles ومرحت كما يجب عندما لم يكن هناك أمامي إلا هذا المكان ولعبت بأقوى ما أستطيع عندما لم يكن هناك أي مكان آخر وضاجعت عدد لا يحصى من الفتيات عندما لم يكن هناك مفر آخر
    Kabuğa olabildiğince sert vur. Open Subtitles اضرب هذه الصدفة بأقوى ماتستطيع
    Şayet ajanınız derhal geri çekilmezse, ülkemin en sert diplomatik önlemleri alarak misilleme yapmaktan başka seçeneği kalmayacaktır. Open Subtitles ...اذا لم يتنح عميلكم فوراً ...فلن يكون لدى بلادى خيار سوى الرد بأقوى المعايير الدبلوماسية المتاحة لدينا
    Snoopy'nin karnına olabildiğince sert vurabilirsin, hissetmez. Open Subtitles بأنك تستطيع ضرب "سنوبي" في المعدة بأقوى ما تستطيع، وهو لن يشعر
    Şu boyutlarda bir kitap arıyorum içinde de annemizin en güçlü büyülerinin yazılı olduğu kitap. Open Subtitles أبحث عن كتاب بهذا الحجم مليء بأقوى تعاويذ أمي.
    Çünkü oranın, hayatta kalmak için en güçlü imkânı sunacağına inanıyorum. Open Subtitles لأنّي أؤمن أن ذلك المكان ينعم بأقوى قابليّة للنجاة
    Geminin döndüğü gece hayatımda yaşadığım en güçlü görüyü tecrübe ettim. Open Subtitles ليلة أن عادت السفينة للعمل مجدداً شعرت بأقوى رؤية حظيت بها أبداً
    Yolumuzu ele geçirebileceğimiz en güçlü silahlarla dolduracağız. Open Subtitles الآن علينا توحيد طرقنا بأقوى الأسلحة الموجودة التي نضع يدينا عليها،
    Görünüşe göre burası bağlantının en güçlü olduğu yer. Open Subtitles يبدو أن التواصل بأقوى حالاته هنا
    Sonunda, çıkmazı bitirmek için, Filistinliler en güçlü savaşçısını vadi tabanına gönderiyor ve o da bağırarak İsraillilere şöyle diyor, "en güçlü savaşçınızı aşağı yollayın ve biz bunu çözeceğiz, sadece ikimiz." TED أخيرا و لحلّ هذه الورطة، أرسل الفلسطينييون محاربهم الأعظم لباحة الوادي، و قد نادا مخاطبا العبرانيين، "أرسلوا لي بأقوى محاربيكم، وسنحسم الأمر فيما بيننا."

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد