Eğer benim yanımda kalırsan, sana her gün bundan daha fazlasını verebilirim. | Open Subtitles | إذا كنت معي ، سوف تستمتعين بأكثر من ذلك لك اليوم |
Ortaya bundan daha fazlasını koyman gerek çünkü itibarın 5 para etmez. | Open Subtitles | عليك أن تغامر بأكثر من ذلك لأن سمعتك في الحضيض |
Arkadaş dediğin bundan daha fazlasını yapmalı. | Open Subtitles | صديق يرغب أن يقوم بأكثر من ذلك |
İki deniz piyadesi düşmana rehin düşmüştü ve bundan fazlasını söylemeyeceğim. | Open Subtitles | اختطف الأعداء جنديين من مشاة البحرية ولن أتفوه بأكثر من ذلك. |
Kahretsin! Beni böylece itekleyemezsin! Bana bundan fazlasını borçlusun! | Open Subtitles | عليك اللّعنة لا تدفعني خارج أنت مدين لي بأكثر من ذلك |
Öyle mi? Bundan Çok daha fazlasını yapabilecek. | Open Subtitles | نعم، سيكون قادراً علي القيام بأكثر من ذلك. |
Biz bunun dedikodudan başka bir şey olmadığını düşünüyorduk ki derken Tess 1905'te yayımlanan gözlerden uzak İspanyolca kitabı buldu. | Open Subtitles | إعتقدنا نّه كان خبر ثانوي مثير ولم نفكّر حقا بأكثر من ذلك حتى وجدت تايس هذا الكتاب الإسباني الغامضة جداً المنشور في 1905م |
Hayır, bundan daha fazlasını yapmalısın çünkü şu an sadece olduğun yerde yatıyorsun. | Open Subtitles | عليك القيام بأكثر من ذلك انت تتلكأ؟ |
Evet, sanırım bundan daha fazlasını yapıyor. | Open Subtitles | أجل، اظنه قام بأكثر من ذلك بكثير |
Üçlü Korku'culara göre bundan daha fazlasını yapmışsın. | Open Subtitles | وفقا للعصابة فقد قمت بأكثر من ذلك |
Aman tanrım. Bana bundan daha fazlasını anlatman gerekiyor. | Open Subtitles | يا إلهى كان عليكِ اخباري بأكثر من ذلك |
bundan daha fazlasını yapmalıyız. | Open Subtitles | علينا القِيام بأكثر من ذلك |
bundan daha fazlasını bana borçlusun. | Open Subtitles | "لقد خسرت 5 آلاف لحدّ الآن، وسمعت أنّك مدين لـ(تشين) بأكثر من ذلك." |
bundan daha fazlasını yaptın. | Open Subtitles | ـ لقد قمتَ بأكثر من ذلك |
Hatta bundan fazlasını da söyleyeceğim. | Open Subtitles | في الواقع، سوف أخبرها بأكثر من ذلك |
Sanırım bize bundan fazlasını borçlusun. | Open Subtitles | أعتقد أنك مدينٌ لنا بأكثر من ذلك |
biz bundan fazlasını yapıyoruz. | TED | نقوم بأكثر من ذلك. |
Ona bundan fazlasını borçluyum. | Open Subtitles | أنا أدين له بأكثر من ذلك |
Ona bundan fazlasını borçluyum. | Open Subtitles | أنا أدين له بأكثر من ذلك |
Daha küçük şeyler için Çok daha fazlasını yaptım. | Open Subtitles | لقد سبق لي القيام بأكثر من ذلك في مقابل أقل |
- Bundan Çok daha fazlasını yapacağız. | Open Subtitles | سوف نقوم بأكثر من ذلك |