Bu kız sizin önünüzde duruyor ve eğer bitkiler farklı renklerde olurlarsa onları yiyeceğini söylüyor. | TED | و هي تقف أمامكم و تشرح لكم أن الأطفال سيأكلون حصتهم من الخضروات .لو كانت بألوان مختلفة |
Domuz derisi ve timsah derisi, farklı renklerde uygun aksesuarlar ya da aksesuarsız. | Open Subtitles | إن لدينا هذا الطراز من جلد الخنزير و بألوان مختلفة مع أو بدون ملحقات مجهزة |
Sen dünyayı kendince farklı renklerde gördün. | Open Subtitles | كنت ترى العالم بألوان مختلفة اين الألوان الخاصة بك |
Görünüşe göre konuştuğu kişilerle olan görüşmeleri farklı renkte mürekkeplerle yazmış. | Open Subtitles | يبدو أنه كتب المحادثات التي كان يخوضها مع الناس بألوان مختلفة من الحبر |
Ama siz daha şık bir versiyon isterseniz tırnaklarınızı farklı renklere de boyayabilirsiniz. | TED | ولكن إذا رغبتم بنسخة أكثر أناقة يمكنكم صبغ أضافركم بألوان مختلفة |
Haydi çocuklar kalkın, arabayı değişik renklere boyayalım... | Open Subtitles | هيا فلنلتقط أولادنا ثم نقوم بدهان السيارة بألوان مختلفة ـ ما يجعلها تشع بريقا |
Sağ sol ayrımı yapabilmek için iki farklı renk gerekiyor. | Open Subtitles | -ما هو اللون الأحمر ما الغرض منه ؟ -إنها بألوان مختلفة |
Hepsi farklı renklerde, farklı frekanslarda hafifçe dalgalanıyorlar ve ben de dahil her yüzeye çarpıp geri sıçrıyorlar, bazıları direkt olarak gözünüze doğru uçuyorlar, ve bu nedenle beyniniz, benim burada ayakta duran bir görüntümü oluşturuyor. | TED | وجميعها بألوان مختلفة وتأتي موجاتها بترددات مختلفة وترتد عن كل سطح بما في ذلك أنا وبعضها تحلق مباشرة لعينيك وبذلك يكوّن دماغك صورة عني واقفاً هنا. |
Hollywood'daki Hollywood Tarih Müzesi'ne gidebilir ve Max Factor'ün makyaj yapacağı yıldızın cildine bağlı olarak farklı renklerde boyadığı özel odaları görebilirsiniz. | TED | يمكنك الذهاب إلى متحف تاريخ هوليوود في هوليوود وترى غرف ماكس فاكتور التي طلاها بألوان مختلفة معتمداً على التعقيد في النجم الذي كان ينوي أن يكونه |
Hans bir sunum yaptı, o sunumda farklı ülkeler için farklı renklerde bir eksende gelir düzeylerini diğerinde bebek ölümlerini ve bunların zaman içindeki değişimini gösterdi. | TED | قدّم هانس محاضرته التي عرض فيها، للعديد من البلدان، بألوان مختلفة متعددة -- مستويات الدخل على محور واحد وعرض وفيات الرُضّع، وأظهر هذه الأشياء تتحرك عبر الزمن. |
Ayrıca, farklı renklerde olabiliyorlar mı? | Open Subtitles | و هل تكون بألوان مختلفة ؟ |
Sadece gökyüzü ama farklı renklerde. | Open Subtitles | السماء فقط لكن بألوان مختلفة. |
"...farklı renklerde olduğunu kanıtlayınız." | Open Subtitles | ملونة بألوان مختلفة |
Belki de insanların ne çeşit insanlar olduğuna bağlı olarak onların konuştuklarını farklı renkte görüyor olabilir. | Open Subtitles | تعرف,ربما يرى كلمات الناس بألوان مختلفة اعتمادا على الطبيعة التي يظنهم عليها |
Her yazılımın satranç taşı farklı renkte. | Open Subtitles | "للبرامج علامات بألوان مختلفة بــ "بيدق الشطرنج |
Çünkü yeşil floresan protein'in genini elde edip bir hücreye verirseniz, o hücre yeşil olarak parlar-- ya da şimdiki yeşil floresan protein'in birçok versiyonlarından, bir hücrenin birçok farklı renkte parlamasını sağlayabilirsiniz. | TED | لأنه إذا امكنك الحصول على الوحده الوراثيّه للبروتين الأخضر المضيء ووضعها داخل خلية فسوف تتوهج تلك الخلية خَضاراً -- أو بلون آخر من ألوان البروتين المضيء المتنوّعه حاليّاً يمكنك جعل الخلية تتوهج بألوان مختلفة متعدده. |
Protez elli bir fahişe. Müşterilerinden biri tırnaklarını farklı renklere boyamış. Ama o ipucundan bir şey çıkmadı. | Open Subtitles | قام (جون) بطلاء أظافرها بألوان مختلفة ولكن الدليل لم يقدني لشيء |
Tanrı onları yaratırken farklı renklere boyamamıştı. | Open Subtitles | الله لم يصبغهم بألوان مختلفة |
Tanrı onları yaratırken değişik renklere boyamamıştı. | Open Subtitles | الله لم يصبغهم بألوان مختلفة |